BBP lideri Mustafa Destici, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı öncesinde basın toplantısı düzenledi.
Destici, burada yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Büyük Birlik Partili ve Alperenler olarak anlatım ediyorum ki, o katillerle barışmayı, anlaşmayı, kucaklaşmayı aklımızdan dahi geçirmedik. Evlatlarımızı katleden hainlere, bugüne kadar insan muamelesi yapmayı da aklımızdan geçirmedik, bundan sonra yapmayacağımızı buradan açıkça ilan ediyorum. İçinde bulunduğumuz hafta, siyasi partiler yoğun olarak terörist Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM kararını ve tahliye taleplerini tartıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye aleyhine sayısız kararı var. Ve bu kararların çoğunluğu Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütleriyle ilgili. Demirtaş’ın hapiste olmasına sebep olan dava ya da yaşananlar unutulmuş görünüyor. Ama bizim vazifemiz bunları anlatmak ve hatırlatmaktır. 2014 yılında, terör örgütünün partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Ayn-el Arap’da DAEŞ tarafından kuşatılmış PKK’lı teröristlere yardım etmezse ayaklanma başlatmakla tehdit etti. Elbette Türkiye PKK’ya yardım etmedi ve terör örgütünün partisi, umumi merkez idare kurulunu toplayarak, ayaklanma çağrısı yapılması kararını netleştirdi. Sözde benzer umumi başkanları Demirtaş tarafından ayaklanma çağrısı yapıldı. Çıkan olaylarda Yasin Börü başta olmak üzere 46 şahıs öldü, 682 şahıs yaralandı. 16 ilde, sayısız hane ve amel yerine ziyan verildi.
Gerçek bu. Büyük Birlik Partisi dışında hiç kimse tarafından dile getirilmese de gerçek bu. Ortada bir fikir suçu ya da fikir suçlusu yok. Davaya dair utanılacak biricik şey, bizce, terörle ve terör örgütüyle doğrudan bağlantısına rağmen, buna dair sayısız delile rağmen, bu gerçeğin taraflarca sayısız kere doğrulanmasına rağmen, terör örgütünün partisinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmaması ve terör örgütünün kurdurduğu siyasi parti görünümlü yapılanmaya, milletin kaynaklarından, her yıl milyarlarca lira ödenmesidir. Esas utanılması gereken budur.”
Destici, “Büyük Birlik Partisi olarak terör ve terörle mücadele konusunda aynı yerde duruyoruz. Devletimizin varlığının yanında duruyoruz. Milletimizin birliğinin yanında duruyoruz. Hukukun üstünlüğünün yanında duruyoruz. İnsafın, izanın, vicdanın, maşeri vicdanın yanında duruyoruz. Şehitlerimizin, gazilerimizin, emniyet güçlerimizin ve onların cefakâr ailelerinin yanında duruyoruz. Ay yıldızlı kırmızı bayrağımızın, güzel Türkçemizin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürdüyle Türkmeniyle, Alevisi Sünnisiyle Türk milletinin yanında duruyoruz ve sonuna kadar da burada durmaya devam edeceğiz. Görüşümüz fazla aleni ve nettir. Terörle, teröristle müzakere edilerek terör sonlandırılamaz. Bunun bir örneği yoktur. ETA ve IRA örnekleri doğru örnekler değildir. İran’ın partisi hiçbir zaman terörü savunmamıştır. Biz de inanan insanlarız. Biz bu ülkede bilhassa İslam inancına sahip vatandaşlarımızı kardeşimiz olarak görüyoruz. Azınlıkları da azınlıklarında azınlık haklarından ve gene de dinimizin yaradılanı severiz, yaradandan ötürü. Ya da insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla değerlendiriyoruz. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olan hangi inanca ya da etnik kökene mensup olursa olsun azınlıkları da gene bu gözle görüyor ve ülkemizin bir vatandaşı olarak değerlendiriyoruz.
Gelinen noktada benim Kürt kardeşimin temsilcisi olarak karşıma kırk yıldır bu ülkeye kan kusturan, 40 bin insanın katili bir terör örgütü ve onun siyasi uzantıları konuyorsa ben bunu kabul etmiyorum. Benim kabul etmediğim bu. Asla Kürtlerin temsilcisi olarak kabul etmiyorum. Terör örgütünü bu şekilde kabul etmek onu meşrulaştırmaktır. Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur. Bunu kendilerine de sordum, burada da defaten söyledim. Demokratik olarak böyle bir örneğin yoktur. Ama Kürt meselesinden kastedilen nedir? Bir statü talebidir. Yani bizim ayrı bir bölgemiz olsun, bizim ayrı bir bayrağımız olsun, o bölgede biz ayrı bir dille eğitim yapalım. Ayrı bir resmi lisan olsun ve o bölgede yaşayanlarında ayrı bir ulus ismi olsun. Bu bölücülüktür, ihanettir. Dolayısıyla bizim bunu kabul etmemiz olası değildir. Bu ulus bunu kabul etmez. Kim ne yaparsa yapsın. Millet göreceğiz; devletine de milletin birliğine de ülkesinin bütünlüğüne de ay yıldızlı kırmızı bayrağına da Türkçesine de kimliğine de sahip çıkacaktır” diye konuştu.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
10 dakika önce
1
Tur otobüsü kaza yaptı: 1 ölü, 2 yaralı
3359 kez okundu
2
Mardin'de şüpheli ölüm: 14 yaşındaki Elif yaşamını yitirdi
3079 kez okundu
3
Motosiklet kazasında iki kişi feci şekilde can verdi
2738 kez okundu
4
RTÜK Başkanı Şahin, sokak röportajlarını hedef aldı
2144 kez okundu
5
Deprem protestosuna müdahale gözaltılar var
2135 kez okundu