Bingöl’ün Karlıova ilçesi, yıllardır süregelen silikozis trajedisi ile bir kez daha yasa boğuldu. İstanbul’da kot taşlama atölyelerinde çalışırken ölümcül silikozis hastalığına yakalanan 40 yaşındaki İdris Demir, tedavi gördüğü hastanede yaşam mücadelesini kaybetti. Demir’in vefatı, Karlıova’da aynı hastalıktan hayatını kaybedenlerin sayısını acı bir şekilde 31’e yükseltti. Bu trajik tablo, bölgede yıllardır süren sessiz çığlığı bir kez daha gündeme taşırken, silikozis hastalarının ve ailelerinin yaşadığı derin acı ve çaresizlik yürekleri dağladı.
Kot Taşlama İşçiliği Hayatlarını Kararttı: İdris Demir Hastanede Kaybetti
2000’li yılların başında, ekmek parası için İstanbul Esenyurt’taki sağlıksız koşullara sahip, kayıt dışı kot kumlama atölyelerinde çalışmaya başlayan İdris Demir, kısa sürede “sessiz katil” olarak bilinen silikozis hastalığına yakalandı. Akciğerleri geri dönüşü olmayan bir şekilde hasar gören Demir, uzun yıllardır bu amansız hastalıkla mücadele ediyordu. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören evli ve 6 çocuk babası İdris Demir, tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayata gözlerini yumdu. İdris Demir’in cenazesi, gözyaşları ve dualarla Karlıova ilçesi Taşlıçay köyünde toprağa verildi.
Taşlıçay Köyü’nde Silikozis Vurgunu: Eğitimci Karaarslan’dan Feryat!
Eğitim ve toplum gönüllüsü Semiramis Karaarslan, Taşlıçay köyündeki trajediye dikkat çekerek, köyde hala çok sayıda silikozis hastası olduğunu vurguladı. Karaarslan, derin üzüntüsünü dile getirerek şunları söyledi: “Silikozis hastalarımızdan ülkemizde 79, Karlıova’nın Taşlıçay köyünde 6 çocuk sahibi İdris Demir ile 31’inci kaybımız ile bir kez daha içimiz yandı. Merdiven altı, sigortasız, ruhsatsız kot kumlama atölyelerindeki çalıştırılan silikozis hastalarının dramında iş yerleri kapatıldı ama çektikleri sıkıntılar ve acılar hep devam etti. Bu köyde halen yatalak ve yaşamlarını oksijen makinesine bağlı şekilde devam etmekte olan birçok gencimiz var. Taşlıçay’a gidip, elimden geldiğince, ellerinden tutmaya çalıştım yıllardan beri.”
Karaarslan, köyde yaşanan elektrik kesintilerinin silikozis hastalarının durumunu daha da zorlaştırdığını belirterek, “Zaman zaman köyde elektriklerin kesilmesi, onların nefessiz kalmalarına neden oldu. Nefesi çıkmayan bu canların sesi olmaya çalıştık” dedi. Yetkililere seslenen Karaarslan, “Bu hastalarımızın hayatları zorlukla geçiyor, yetkililerden ricamız, yasadan faydalanmayanlara bir hak daha tanınması. Aldığımız her silikozis hastası ölüm haberinde canımızdan can gidiyor. Cennet mekanları olsun evlatlarımızın. Biz bu kadar yanarken, acılı ailelere sabır diliyorum. Kotlar beyazladı, onların hayatı karardı. Bir yandan hastalıkla, diğer yandan maddi imkansızlıkla mücadele eden bu canlarımıza sahip çıkmak bir insanlık görevi diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Kotların Beyazı, Hayatların Karası
Kot taşlama sektöründe çalışan işçilerin maruz kaldığı silika tozları nedeniyle yakalandığı silikozis, akciğerlerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açan ölümcül bir meslek hastalığı olarak biliniyor. Ucuz iş gücü ve denetimsizlik nedeniyle yaygınlaşan merdiven altı atölyeler, binlerce işçinin hayatını karartmış durumda. İdris Demir’in vefatı, silikozis vakasının sadece bir istatistik olmadığını, genç yaşta hayata veda eden insanların gerçek hikayeleri olduğunu bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Yetkililerin, silikozis hastalarına yönelik daha kapsamlı destek programları oluşturması ve meslek hastalıkları konusunda farkındalığı artırması hayati önem taşıyor.
News
