DOLAR 41,2863 0,24%
EURO 48,9738 0,44%
ALTIN 4.896,670,25
BITCOIN 48072760.99937%
İstanbul
25°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

TTB'den  İsrail Tabipleri Birliği'ne kritik çağrı

TTB'den İsrail Tabipleri Birliği'ne kritik çağrı

Türk Tabipleri Birliği (TTB),  İsrail Tabipleri Birliği'ne "Tıbbi yardımın engelsiz biçimde girişine ve dağıtımına izin verilmesi; temel tıbbi malzeme ve ekipmanların sağlık hizmetlerine güvenli biçimde ulaştırılmasının teminat altına alınması" çağrısında bulundu.

ABONE OL
16 Eylül 2025 17:30
TTB'den  İsrail Tabipleri Birliği'ne kritik çağrı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TTB, İsrail işgal güçlerinin Gazze’de saldırılarının ve buna bağlı yaşanan insanlık dramının engellenmesi için İsrail Tabipleri Birliği’ne bir mektup gönderdi. Mektupta, şu ifadelere yer verildi: 

EN AZ 500 SAĞLIK ÇALIŞANI KATLEDİLDİ

“Gazze’de, Ekim 2023’ten bu yana İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin yürüttüğü saldırılar uluslararası insancıl hukuk kurallarını açıkça ihlal etmektedir. Birleşmiş Milletler verilerine göre bu süreçte 60 binin üzerinde sivil yaşamını yitirmiştir. UNICEF’e göre savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık 18 bin çocuk, günde ortalama 28 çocuk hayatını kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler ve müstakil kuruluşların raporlarına göre sıhhat kuruluşları, hastaneler, hekimler ve sıhhat çalışanları kasıtlı olarak hedef alınmıştır. Bugüne kadar en az bin 500 tabip ve sıhhat çalışanı, hasta ve yaralılara hizmet sunarken katledilmiştir. Gazze’deki 36 hastanenin yüzde 94’ü İsrail ordusunun doğrudan saldırıları sonucu kullanılamaz hale gelmiştir.

“İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERLERİNE KARŞI İŞLENEN AĞIR SUÇLARDIR”

Halen 350’nin üzerinde sıhhat çalışanı tutuklu olup, aralarında insanlık dışı koşullarda tutulan hekimler bulunmaktadır. Tüm bu eylemler, Cenevre Sözleşmeleri’nin ciddi ihlalleri olarak değerlendirilmekte ve uluslararası hukukta cenk suçu kapsamında ele alınmaktadır. Söz konusu saldırılar aynı zamanda insanlığa ve insanlığın ortak değerlerine karşı işlenen ağır suçlardır. Ne yazık ki Gazze’deki insanlık dramı bununla sınırlı değildir. BM ve müstakil kuruluşların raporlarına göre İsrail hükümeti aylardır kasıtlı olarak Gazze’ye gıda ve tıbbi yardımların girişini engellemekte, ağır bir abluka uygulamaktadır. Yardımları dağıtmakla görevli kurum ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalmakta, yardım almak üzere toplanan siviller ise İsrail ordusunun saldırılarının hedefi olmaktadır.”

“KARA HAREKÂTININ TÜM BU İNSANLIK DRAMINI DAHA DA AĞIRLAŞTIRACAĞI MUHAKKAKTIR”

71 bin çocuk ve 17 bin annenin acil beslenme tedavisi alması gerektiği belirten mektupda, şöyle dendi:

“Şu anda yarım milyondan fazla insan bu ablukadan etkilenmiş durumdadır ve bu sayının haftalar içinde 640 bine ulaşabileceği bildirilmektedir. Yaygın malnütrisyon ortaya çıkmış; 71 bin çocuk ve 17 bin ana acil beslenme tedavisine ihtiyaç duymaktadır. Gazze Sağlık Bakanlığı, açlığa bağlı ölümlerin 145’i çocuk olmak üzere 420’ye ulaştığını bildirmiştir. Sağlık çalışanları da açlıktan ciddi şekilde etkilenmekte, bir öğün yemeğe dahi ulaşamamaktadır. Son olarak Birleşmiş Milletler, 22 Ağustos 2025 tarihinde Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması’na (IPC) göre Gazze Şehri ve merkezi bölgelerde resmen kıtlık olduğunu ilan etmiş; bu durumun tamamen insan eliyle yaratıldığını vurgulamıştır. İsrail ordusunun bugün başlattığı siyah harekâtının tüm bu insanlık dramını daha da ağırlaştıracağı muhakkaktır.

“Biz hekimler, her koşulda hükümetlerin politikalarından bütünüyle müstakil olarak tutum alırız”

Bildiğiniz üzere, tıp mesleği insanlara herhangi bir fark gözetmeksizin yardım etmeyi ve onların haklarını korumayı gerektirir. Biz hekimler, her koşulda hükümetlerin politikalarından bütünüyle müstakil olarak tutum alırız. Dolayısıyla, bu trajediyi durdurmak adına en güçlü çağrıyı bizler, sıhhat mesleğinin vicdanı olarak yapmalıyız. Bu bağlamda Türk Tabipleri Birliği, Dünya Tabipleri Birliği’ne ve Birleşmiş Milletler’in ilgili organlarına çağrıda bulunmuştur.”

İsrail Tabipleri Birliği’ne yapılan çağrıda şu cümleler yer aldı: 

“Sağlık personeli ve sıhhat kuruluşlarına yönelik tüm saldırıların hemen durdurulması. Tıbbi tarafsızlık ilkesine saygı gösterilmesi ve mesleki görevlerini yerine getirirken gözaltına alınan tüm sıhhat çalışanlarının hemen ve koşulsuz serbest bırakılması. Sağlık çalışanlarının hayati görevlerini güvenli bir şekilde, herhangi bir engelleme veya müdahaleye maruz kalmadan yerine getirebilmelerinin sağlanması.

“ABLUKAYA DERHAL SON VERİLMELİ”

Tıbbi yardımın engelsiz biçimde girişine ve dağıtımına ruhsat verilmesi; temel tıbbi malzeme ve ekipmanların sıhhat hizmetlerine güvenli biçimde ulaştırılmasının teminat altına alınması. Birleşmiş Milletler tarafından tarihteki en büyük ve tamamen insan eliyle yaratılmış açlıklardan biri olarak tanımlanan kıtlığın sona erdirilmesi için ablukaya hemen son verilmesi ve yardımların dağıtımı için BM kuruluşlarına yetki verilmesi.

Cenevre Sözleşmeleri ve öbür uluslararası insancıl hukuk belgelerinde yer meydan ilkelere tam olarak riayet edilmesi ve bu ilkelere bağlı kalınması. Bağımsız savcıların erişiminin kolaylaştırılması ve suç teşkil eden eylemlerden mesul tüm kişilerin uluslararası hukuk çerçevesinde hesap vermelerinin sağlanması.

“TÜM İDDİALARI SORUŞTURUN”

Tıp etiği ve insan haklarının temel taşlarından biri olan tıbbi tarafsızlık ilkesine sahip çıkınız. Bu ilkeyi tehdit eden, sıhhat personeline ve sıhhat kuruluşlarına yönelik saldırıları güçlü biçimde kınayınız. Hekimlerin işkenceye karıştığına dair tüm iddiaları soruşturunuz. Biz hekimler olarak her zaman insandan ve insan haklarından yanayız. Mesleğimizin doğası gereği savaşa karşıyız, barıştan yanayız. Sağlık mesleğinin evrensel değerlerini korumak ve her koşulda insan yaşamını savunmak ortak sorumluluğumuzdur. Sizleri bu sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz.

İsrail Güvenlik Güçleri’nin aylardır uluslararası hukuku, insan haklarını ve mesleki etik değerlerimizi ayaklar altına meydan saldırıları karşısında uzun süre sessiz kaldıktan sonra, Etik Büronuzun 26 Ağustos 2025 tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı’na son gönderdiği mektup olumlu bir adım olmakla beraber tabip sorumluluğunu yerine getirmediği açıktır.

Yukarıda dile getirdiğimiz noktalarda mesleğimizin gerekleri yerine getirilmediği sürece Türk Tabipleri Birliği olarak İsrail Tabipleri Birliği ile iletişim kurmayacağımızı, herhangi bir biçimde işbirliği yapmayacağımızı, tüm ülkelerin meslek birliklerinin benzer tepki göstermesi konusunda çaba göstereceğimizi siz İsrailli meslektaşlarımıza ve tüm dünya sıhhat kamuoyuna ilan ederiz.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP