Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de yaklaşık 6 yıl önce başlayan kömür aramalarında Akbelen ormanları katledildi. Yüzbinlerce ağaç hiç uğruna kesildi. Limak ve IC Holding yaklaşık 2 ay önce de zeytinliklere dadandı. Hem halkın hem çevreci örgütlerin hem de SÖZCÜ’nün uyarılarına rağmen yapılan kömür aramasında yeterli sonuç elde edilmedi. Dev çam ağaçlarıyla kaplı toprak yerini kum dolu bir araziye, bol oksijenli pak hava ise yerini tozlu bir havaya bıraktı.
YÜREKLER SIZLADI
EGEÇEP’in (Ege Çevre Platformu) organizatörlüğünde Ekoloji Kervanı ve Muğla Çevre Platformu ülkenin en aka tabiat katliamlarının yaşandığı Akbelen’de köylülerle buluştu.
Aralarında etraf mühendisleri, avukatlar, maden mühendisleri ve STK temsilcilerinin bulunduğu grup kömür için kesilen zeytinliklerin yok edildiği alanı gezdi. Yeni görüntüler görenlerin yüreklerini sızlattı.
İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Esra Işık da Akbelen’de önce orman ardından zeytin ağacı katliamının tüm Türkiye tarafından bilindiğini ve tepki gördüğünü belirtti. Işık, SÖZCÜ’ye şu açıklamayı yaptı:
‘TERK ETMEYECEĞİZ’
“Biz bu toprağın insanıyız; hepimizin geleceği de bu topraklar, ağaçlar, ormanlar… Limak ve IC İçtaş Holding’in kömür için Akbelen’i yok etmesi yetmedi; üstelik burada aradıkları, umdukları kömürü bulamadıkları hâlde hâlâ anlamı olmayan bir hırsla toprağımıza, zeytinliklerimize saldırıyorlar. Oysa bu ağaçlar bizim emeğimiz, yıllarımız, atalarımızdan kalan en değerli miras. Kamu yararı dedikleri şey kâğıtlarda, iki şirketin kârında değil; bu toprakla yaşayan, üreten biz köylülerin hayatında, emeğinde, alın terinde.”
‘GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’
Işık, köylerini terk etmeyeceklerini söyleyerek sözlerini şöyle bitirdi:
“Akbelen’de nasıl karşılarında durduysak, zeytinlerimizi daha aka bir inançla savunacağız. Asla geri adım atmayacağız; çünkü bu topraklar bizim, biz mevcut oldukça da kimse bizi köksüz bırakamayacak. Geleceğimizi silmelerine asla ruhsat vermeyeceğiz.”
İkizköylüler ise yaptıkları son yazılı açıklamada, zeytin ağaçlarını koruyacaklarının bir kere daha altını çizdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
– Önce köylerimizi yok ediyorlar, biz köylüleri yaşadığımız yerlerden sürüyorlar, sonra da çölleşmiş topraklara göstermelik fidan dikiyor, köylülerimizi, çocuklarımızı da bu gösteriye alet ediyorlar. En fazla da çocuklarımız adına utanıyoruz!
– Bir şirketin çıkarları uğruna gelecekleri çalınan, hayatları mahkûm edilen çocuklarımız. Köysüz, köylüsüz o çöl yığınlarında, cehennem çukurlarında fidan dikseniz ne olur, zeytinleri taşısanız ne olur?
– Mesele zeytinin taşınması değil; burada kamu yararı adı altında, bunu kılıf olarak kullanarak YK Enerji şirketinin çıkarları için köylerimize, topraklarımıza, zeytinlerimize çökmek istiyorlar. Bilim insanı adı altında bu şirketin amaçlarıyla kendi fantezilerini birleştiren insanlar buna alet oluyor.
YK ENERJİ’YE TEPKİ
– Oysa amaç, zeytinleri taşımak ve yaşatmak değil; zeytincilik kanununun arkasından dolanarak, madencilik faaliyetlerinin yapılabilmesi için biz köylüleri topraklarından etmek!
– Biz topraklarımızdan kopmuşuz, zeytinler taşınmış ne fayda? Bunu kabul etmiyoruz. YK Enerji şirketinin göz boyamasını yutmuyoruz. Kanmıyoruruz.
– Limak ve IC İçtaş Holding’in kömür için Akbelen’i yok etmesi yetmedi; üstelik burada aradıkları, umdukları kömürü bulamadıkları hâlde hâlâ anlamı olmayan bir hırsla toprağımıza, zeytinliklerimize saldırıyorlar.
– Öfkemiz de kararlılığımız da bundandır: Akbelen’de nasıl karşılarında durduysak, zeytinlerimizi daha aka bir inançla savunacağız.
İkizköylülerden Aytaç Yakar: “Havamızı suyumuzu toprağımızı vermiyoruz. Limak çeksin pasaklı ellerini bizim üzerimizden. Bu kamyonlarla amel makineleri verimli topraklarımızı kömüre çeviriyorlar. Akbelen’i katlettiler değdi mi yaptıklarına? Şimdi dizi ömür alanlarımıza geldi. Zeytinleri söktüler götürdüler hepsini değil sadece 5 tanesini dikmişler, onu da termik santralin dibine dikmişler. Asla ve asla bundan sonra biricik bir zeytin bile söktürmeyeceğiz.”
Muğla Çevre Platformu üyesi Gönül Turhan: “Akbelen’den Sesleniyoruz! 7554 sayılı torba yasa ve bu yasanın uygulanmasına yönelik hukuka aykırı yönetmelikler, doğamıza, köylünün yaşamına, biz yurttaşların karar alma sürecine ve mülk sürecine ağır darbeler vuruyor. Özellikle zeytinlik alanlarda yaşanan hukuksuzluk ve ilim dışı uygulamalar, sadece bölgenin ekosistemini değil, aynı zamanda köylülerin hayvanlarını, topraklarını ve evlerini, hepimizin sağlıklı ömür hakkını da tehdit ediyor. Hepimizin temel ömür haklarını ihlal ediyor.”
İkizköy ve Akbelenlilerin gönüllü avukatı Arif Ali Cangı: “7554 sayılı torba yasa ile yayınlanan usul ve esaslara ilişkin 77 yurttaşın 18 Ağustos’ta açtığı dava, daha davalı idareye tebliğ edilmedi. Akbelen direnişi sadece Türkiye’de değil dünyada da bilinen ve örnek gösterilen bir direniş oldu. Akbelen’de, Muğla’da doğayı yok etmeye çalışanlara karşı en güçlü cevabı gene ezilen halkların dayanışması verecektir.”
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
22 dakika önceGÜNDEM
52 dakika önceGÜNDEM
1 saat önce
1
Tur otobüsü kaza yaptı: 1 ölü, 2 yaralı
3380 kez okundu
2
Mardin'de şüpheli ölüm: 14 yaşındaki Elif yaşamını yitirdi
3099 kez okundu
3
Motosiklet kazasında iki kişi feci şekilde can verdi
2756 kez okundu
4
RTÜK Başkanı Şahin, sokak röportajlarını hedef aldı
2156 kez okundu
5
Deprem protestosuna müdahale gözaltılar var
2151 kez okundu