09 Mayıs 2025 Cuma
İstanbul 1 Mayıs Ablukası: Yollar ve Ulaşım Kapatıldı
İlk Açık Eşcinsel İmam Suikast Kurbanı
Rasim Ozan Kütahyalı hakkında gözaltı kararı verildi.
Kripto para piyasasının toplam değeri 3,3 trilyon doları geçti.
İhtiyaç Kredisi Kullanacaklara Müjde! Limitler Arttı, Vadeler Uzadı! İşte Yeni Kredi Rakamları
Aile Bakanlığı'nın Sevgililer Günü Paylaşımına Siyasi Cepheden Sert Tepki
Lider kripto para birimi Bitcoin (BTC) 104 bin dolar seviyesini zorlarken, altcoin’ler de kazançlarını sürdürüyor. Bybit TR’nin hazırladığı Günlük Kripto Para Haber Bülteni’nde günün öne çıkan gelişmeleri ve detayları yer alıyor.
Bybit TR Ülke Müdürü Kutluhan Akçın, kripto ekosistemindeki gelişmeleri değerlendirdi: “ABD Başkanı Trump’ın Birleşik Krallık ile ticaret anlaşması imzaladığını açıklaması ve Çin ile gümrük tarifeleri konusunda olumlu mesajlar vermesi, küresel risk iştahını artırırken, kripto piyasasına da güçlü bir yükseliş momentumu kazandırdı. Toplam piyasa değeri 3,34 trilyon dolara ulaşırken, Bitcoin’in 100 bin doları aşması yatırımcı güveninin tazelendiğini gösteriyor. Ethereum tarafında çift haneli yükseliş dikkat çekerken, Pectra güncellemesinin devreye girmesiyle yüzde 20’lik güçlü bir sıçrama gördük. Bu, teknik gelişmelerin fiyata yansımasının güçlü bir örneği olarak öne çıkıyor. Diğer yandan, Japon yatırım şirketi Metaplanet’in 21,25 milyon dolarlık faizsiz tahvil ihracıyla yeni Bitcoin alımı planlaması, kurumsal taraftaki iştahın hala canlı olduğunu gösteriyor. Öte yandan, Japon yatırım şirketi Metaplanet’in 21,25 milyon dolarlık faizsiz tahvil ihracıyla yeni Bitcoin alımı planlaması, kurumsal taraftaki iştahın yüksek olduğunu gösteriyor. Regülasyon ve kurumsal adaptasyon cephesinde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Amerikan fast food zinciri Steak ‘n Shake’in Bitcoin ile ödemeleri kabul edeceğini açıklaması, perakende kullanım alanlarının genişlemeye devam ettiğini gösteriyor. Uniswap’ın Unichain tabanlı v4 sürümünde Ethereum’u geride bırakması ise Layer2 çözümlerinin DeFi ekosisteminde giderek daha belirleyici rol oynayacağını işaret ediyor. Öte yandan, Hut 8’in 134,3 milyon dolarlık zarar açıklaması, dönüşüm sürecinde olan madencilik şirketlerinin hala yatırım odaklı ilerlediğini yansıtıyor.
Kripto piyasa değeri 3,34 trilyon dolara ulaştı: Bitcoin ve altcoin’lerde sert yükseliş
Kripto para piyasası yükselişine devam ediyor. Piyasadaki bu yükseliş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşik Krallık ile ticaret anlaşması imzaladığını açıklaması ve Çin ile gümrük vergilerinin düşürülmesi yönünde olumlu sinyaller vermesiyle birlikte geldi.
Kripto para piyasasının değeri son 24 saatte yüzde 3,9 artışla 3.34 trilyon dolara ulaşırken, altcoin piyasa değeri 1.28 trilyon dolar seviyesine yükseldi. Bitcoin 8 Mayıs Perşembe günü 100 bin dolar seviyesini aşarak güçlü bir performans sergiledi. Son 24 saatte yüzde 4,2 artış yaşayan lider kripto para birimi, 102 bin 964 dolar seviyesinde işlem görmeye devam ediyor. Ethereum (ETH) çift haneli kazançlara ulaşarak son 24 saatte yüzde 17,7 yükseldi ve 2 bin 229 dolar seviyesinde fiyatlanıyor. XRP yüzde 6 artışla 2,30 dolar, Solana ise yüzde 8,6 artışla 162,91 dolar seviyesinde yer alıyor.
Öte yandan, 8 Mayıs tarihinde Bitcoin spot ETF’leri toplam 117 milyon dolarlık net giriş sağlarken, Ethereum spot ETF’lerinden 16,11 milyon dolarlık çıkış yaşandı. Böylece, Ethereum ETF’lerinde görülen çıkış serisi üçüncü gününe ulaştı.
Ethereum, Pectra yükseltmesi sonrası yüzde 20 yükseldi
Ethereum (ETH), perşembe akşamı 2 bin 200 dolar seviyesinin üzerine çıkarak yüzde 20’lik dikkat çekici bir yükseliş kaydetti. Bu sert yükseliş, yatırımcıların risk iştahındaki artış ve ağın en önemli güncellemelerinden biri olan Pectra yükseltmesinin devreye alınmasıyla gerçekleşti.
Presto Research araştırma analisti Min Jung, “ETH, yılın büyük kısmında Bitcoin’in gerisinde kalmıştı. Ancak Pectra güncellemesiyle birlikte piyasalarda yeniden güven oluştu. ETH/BTC oranı yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 40 gerileyerek 0,02’ye düşmüştü. Bu seviyelerden alıcıların devreye girmesi şaşırtıcı değil” değerlendirmesinde bulundu.
Ethereum’un yüzde 20’lik günlük yükselişi, Mayıs 2021’den bu yana kaydedilen en büyük tek günlük artış olarak öne çıktı.
Yükselişi tetikleyen Pectra yükseltmesi, 6 Mayıs Salı günü Ethereum ana ağında başarıyla etkinleştirildi. 2022’deki Merge’den bu yana yapılan en kapsamlı güncelleme olarak kabul edilen Pectra, staking verimliliğini artıran, doğrulayıcı süreçlerini iyileştiren ve Layer2 ölçeklenebilirliğini geliştiren bir dizi teknik yenilik içeriyor. Güncellemenin ardından Ethereum, ABD ile Çin arasında yeniden başlayan ticaret müzakerelerinin de desteğiyle, genel kripto piyasasındaki yukarı yönlü ivmeye eşlik etti.
LVRG Research Direktörü Nick Ruck, yaptığı açıklamada, “Pectra yükseltmesi, piyasada boğa havası yarattı ve altcoin’lerde ciddi kazançları tetikledi. Olumlu makroekonomik gelişmelerin yanı sıra, yatırımcılar kriptoyu yeniden belirsizliklere karşı bir güvenli liman olarak görmeye başladı. Altcoin’lerin negatif trendi kırması ve artan risk iştahı, piyasaya yeni bir enerji kazandırdı” dedi.
Amerikan fast food zinciri Steak ‘n Shake, Bitcoin ile ödeme kabul edecek
Amerikan fast food zinciri Steak ‘n Shake, 16 Mayıs’tan itibaren tüm şubelerinde Bitcoin ile ödeme kabul edeceğini duyurdu.
Şirket, 9 Mayıs’ta X platformunda yaptığı paylaşımda, kripto parayı 100 milyondan fazla müşterisinin kullanımına sunduğunu belirterek, “hareket daha yeni başlıyor” ifadesini kullandı ve paylaşımını “Steaktoshi” imzasıyla bitirdi.
Steak ‘n Shake, mart ayında sosyal medya üzerinden “Steak ‘n Shake Bitcoin kabul etmeli mi?” sorusunu paylaşarak BTC ile ödeme seçeneğine dair ilk ipuçlarını vermişti. Bu paylaşım kripto para topluluğunun ve Jack Dorsey gibi Bitcoin destekçilerinin dikkatini çekti. Dorsey, gönderiye hızlı bir şekilde “evet” yanıtını verdi. Şirket, o tarihten bu yana Bitcoin temalı pazarlama kampanyaları, Tesla çekilişleri ve sosyal medya paylaşımlarında verdiği görsel ipuçlarıyla bu adımın sinyallerini vermeye devam etti.
Bitcoin’in ödeme aracı olarak kabul edilmesi, kripto paraların ana akımda benimsenmesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Zira bugüne kadar çok az sayıda restoran zinciri, sınırlı pilot programların ötesine geçerek tam ölçekli kripto ödemelerini hayata geçirebildi. Kripto ödemelerini en erken kabul eden restoranlardan biri olan Subway, 2013’te bazı şubelerinde Bitcoin ödemelerini pilot olarak başlatmıştı. KFC, 2018 yılında Kanada’da “Bitcoin Bucket” kampanyasıyla BTC ile sipariş alınmasına olanak tanımıştı. McDonald’s ise İsviçre’nin Lugano kentinde yerel bir kripto girişimi kapsamında Bitcoin kabul ediyor. Burger King, Almanya, Hollanda ve Venezuela gibi bazı ülkelerde kripto hediye kartları ve doğrudan kripto ile ödeme seçenekleri sunmuştu. Eylül ayında Donald Trump, New York’taki bir barda Bitcoin ile hamburger satın almıştı. Pizza Hut, 2021’de Bitcoin’in yasal para birimi ilan edildiği El Salvador’da BTC ile ödeme kabul eden ilk büyük zincirlerden biri olmuştu.
İlk Bitcoin işlemi de bir fast food alışverişi için gerçekleştirilmişti. Laszlo Hanyecz, 22 Mayıs 2010’da iki pizza almak için 10 bin BTC ödedi. O dönem 40 dolar değerinde olan bu işlem, bugün 1 milyar doları aşkın bir değere sahip ve her yıl Bitcoin Pizza Günü olarak anılıyor.
Metaplanet’ten yeni Bitcoin hamlesi: 21,25 milyon dolarlık tahvil ihracıyla fon toplayacak
Japon yatırım şirketi Metaplanet, kısa süre önce gerçekleştirdiği Bitcoin alımının ardından, kripto varlık rezervini genişletmek amacıyla yeni bir tahvil ihracına hazırlanıyor.
Şirket, 9 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, 21,25 milyon dolarlık “yüzde 0 faizli olağan tahvil” (zero-coupon bond) ihraç edeceğini duyurdu. Metaplanet, söz konusu fonun tamamının Bitcoin alımında kullanılacağını belirtti. Metaplanet, yönetim kurulu toplantısının ardından Cayman Adaları merkezli yatırım şirketi EVO Fund’a yönelik 14. Hisse Edinim Hakkı’nı ihraç edeceğini ve tahvillerin 7 Kasım’da itfa edileceğini açıkladı.
BitcoinTreasuriesNET verilerine göre Metaplanet, Asya’nın en büyük halka açık Bitcoin sahibi konumunda yer alıyor ve küresel sıralamada 11. sırada bulunuyor. Tokyo Borsası’nda işlem gören Metaplanet hisseleri (3350T), son bir yıl içinde yüzde 1.600’ün üzerinde değer kazanarak 511 Japon yeni (yaklaşık 3,50 dolar) seviyesine ulaştı.
Metaplanet, 7 Mayıs’ta yayımladığı bir başka duyuruda ise 53,4 milyon dolarlık yatırımla 555 adet Bitcoin aldığını açıkladı. Bu alımla birlikte şirketin toplam BTC varlığı 5 bin 555’e ulaşırken, toplam yatırım tutarı 481,5 milyon dolara, ortalama maliyet ise 86 bin 672 dolara yükseldi. Şirket, aynı gün içerisinde ilave Bitcoin alımları için 25 milyon dolarlık ikinci bir sıfır kuponlu tahvil ihracını daha duyurdu.
Unichain, Uniswap v4’te Ethereum’u geride bıraktı
Uniswap’ın yerel Layer2 ağı olan Unichain, en yeni sürüm olan Uniswap v4 üzerinde işlem hacmi açısından Ethereum’u geride bırakarak lider zincir konumuna yükseldi.
Entropy Advisors tarafından hazırlanan Dune Analytics verilerine göre Unichain, Uniswap v4’te yaklaşık yüzde 75’lik pazar payıyla zirvede yer alıyor. Buna karşılık, Ethereum’un payı yüzde 20’nin altına düşmüş durumda. Bu büyük değişim, özellikle Nisan 2025 ortasından itibaren Unichain’in hızlı büyümesi ve sağladığı teşviklerle birlikte hız kazandı.
Uniswap v4, Ocak 2025’te kullanıma sunuldu ve merkeziyetsiz borsa deneyimini ileri taşıyan birçok yenilik içeriyor. Hook adı verilen özel kod çalıştırma alanları, dinamik işlem ücretleri, gas maliyetlerinde tasarruf ve yerel ETH desteği bu sürümün öne çıkan özellikleri arasında. Unichain de bu yeni sürüme odaklanıyor ve Uniswap v3’ü sistemine entegre etmiyor. Öte yandan, Uniswap v3 hala Ethereum üzerinde en yüksek işlem hacmine sahip sürüm olmaya devam ediyor.
Unichain’in v4 üzerindeki hakimiyetinde, başlatılan 45 milyon dolarlık likidite teşvik programının büyük payı var. Bu teşvikler, zincirdeki aktif adres sayısını ve kilitlenen toplam değeri ciddi oranda artırdı. DeFiLlama’ya göre Unichain, 800 milyon dolarlık kilitli varlıkla şu anda en büyük üçüncü Layer2 rollup konumunda.
Hut 8, 2025’in ilk çeyreğinde 134,3 milyon dolar net zarar açıkladı
Nasdaq’ta işlem gören ve Bitcoin madenciliği ile yüksek performanslı bilişim alanında faaliyet gösteren enerji altyapı platformu Hut 8, 2025’in ilk çeyreğinde 134,3 milyon dolar net zarar açıkladı.
Şirketin çeyreklik geliri 21,8 milyon dolar olarak gerçekleşirken, bu rakam yıllık bazda yüzde 58’lik bir düşüşe işaret etti. Düzeltilmiş FAVÖK (EBITDA) ise eksi 117,7 milyon dolar ile yüzde 60 oranında azaldı. Hut 8, bu sonuçların şirketin entegre bir enerji altyapı sağlayıcısına dönüşme sürecinde yaptığı yatırımları yansıttığını belirtti.
Hut 8, ayrıca yeni iştiraki American Bitcoin’in kuruluşunu duyurdu. Şirket, sahip olduğu ASIC madencilerini, arkasında Eric Trump ve Donald Trump Jr. gibi yatırımcıların bulunduğu American Data Centers, Inc. adlı firmaya stratejik katkı olarak devretti. Bu birleşme sonrası kurulan ve yeniden markalanan American Bitcoin, yalnızca Bitcoin madenciliği ve birikimi üzerine odaklanan bir şirket olarak faaliyet gösteriyor.
Şirketten yapılan açıklamada, “American Bitcoin ile oluşturulan sade ve hedefe yönelik sermaye yapısı, yüksek performanslı bilişim gibi daha düşük sermaye maliyetli alanlarda ölçeklenmemizi kolaylaştırıyor” denildi.
İlk çeyrek boyunca Hut 8’in hashrate’i yüzde 79 artarken, filo verimliliği de yüzde 37 oranında iyileşti. Bu gelişmeler, nisan ayı başında tamamlanan kapsamlı ASIC donanım yükseltmesi sayesinde gerçekleşti. Öte yandan, şirketin 31 Mart 2025 itibariyle elinde tuttuğu 10 bin 264 adet Bitcoin, yaklaşık 847,2 milyon dolar değerindeydi. Bitcoin’in aynı gün 100 bin dolarlık direnç seviyesini aşmasıyla, Hut 8’in Nasdaq’ta işlem gören hisseleri yüzde 11,93 yükselerek 14,17 dolardan kapandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Tarım ve Orman Bakanlığının desteği, Üsküdar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Kimyagerler Derneği iş birliğiyle düzenlenen “4. Uluslararası Gıda Kimyası Kongresi”, 8-11 Mayıs 2025 tarihleri arasında Antalya/Kemer’deki Juju Premier Palace Hotel’de gerçekleştiriliyor. Bu yıl “Gıda Üretiminde Sürdürülebilirlik” temasıyla düzenlenen kongrede; akademisyenler, araştırmacılar, kamu temsilcileri ve sektör profesyonelleri bir araya gelerek gıda kimyasındaki son gelişmeleri ve sürdürülebilir yaklaşımları ele alıyor.
Kongre gıda kimyası ve teknolojisi alanında faaliyet gösterenleri bir araya getirdi
Kongrenin açılışında konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğr. Üyesi, Kongre Başkanı Prof. Dr. Muhammet Arıcı, etkinliğin gıda kimyası ve teknolojisi alanında faaliyet gösteren bakanlıklar, üniversiteler, özel sektör temsilcileri, kalite kontrol ve standardizasyon otoriteleri ile helal gıda alanında çalışan tüm paydaşları bir araya getirme amacını taşıdığını belirtti.
Kongrenin, katılımcılar arasında proje iş birlikleri platformları oluşturmayı, ortak proje yapma gücünü geliştirmeyi ve denetim otoritelerinin mevcut veya yeni düzenlemeler hakkında katılımcıları bilgilendirmeyi hedeflediğini vurgulayan Prof. Dr. Muhammet Arıcı, bu hedefe ulaşmak amacıyla Kimyagerler Derneği, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi’nin desteğiyle çok sayıda katılımcının kongre organizasyon ve bilim kurullarında görev aldığını ifade etti.
Bu yılki kongrenin ortak odak noktasının “gıda üretiminde sürdürülebilirlik” olduğunu belirten Prof. Dr. Arıcı, “Bu konudaki en son gelişmeler hakkında uzmanları, araştırmacıları, kamu ve sanayi profesyonellerini bir araya getirerek bilgi paylaşımında bulunmak ve fikir alışverişinde bulunmak için heyecanlıyız.” dedi.
Başarılı bulunan posterler ödüllendirilecek
Kongrenin, gıda sürdürülebilirliği çerçevesinde en yeni araştırmaları ve teknolojik atılımları laboratuvar çalışmalarından in-siliko çalışmalara ve gıda sürdürülebilirliğini etkileyen küresel değişikliklere kadar tüm yönleriyle derinlemesine inceleme fırsatı sunacağını dile getiren Prof. Dr. Arıcı, kongrenin bilimsel programında davetli konuşmalar, kısa sözel sunumlar, poster sunumları ve workshopların yer alacağını, sanayi ve akademide çalışan bilim insanlarından oluşan hakem heyeti tarafından başarılı bulunan posterlerin ödüllendirileceğini duyurdu.
Konuşmasında “Marifet iltifata tabidir” sözüne atıfta bulunan Prof. Dr. Arıcı, kongrenin gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini sundu.
İkram Cengiz: “Geleceğe yönelik yenilikçi çözümler üreteceğiz”
Kimyagerler Derneği Başkanı İkram Cengiz, gıda kimyasının sadece bilimsel bir disiplin olmanın ötesinde, insan sağlığı, çevre, kültür ve ekonomiyle doğrudan bağlantılı hayati bir alan olduğunu vurguladı.
Cengiz, kongrede ele alınacak konuların yalnızca akademik bir tartışma platformu konusu olmadığını, aynı zamanda toplumun refahına ve geleceğine katkı sunacak bir sorumluluğun parçası olduğunu belirtti.
Bu yılki kongrenin, gıda kimyasının en güncel ve kritik konularını kapsayan geniş bir yelpazeye sahip olduğunu ifade eden İkram Cengiz, “Fonksiyonel gıdalar, gıda katkı maddeleri, gıda güvenliği, biyogüvenlik, organik gıdalar, coğrafi işaretleme, gıda toksikolojisi, sürdürülebilirlik ve daha birçok başlık altında mevcut alanımızdaki durumu değerlendirecek ve geleceğe yönelik yenilikçi çözümler üreteceğiz.” dedi.
Dünya gıda güvenliği ve sağlık sorunları gibi karmaşık zorluklarla karşı karşıya
Ayrıca, gıda mevzuatı, patentlendirme, pazarlama trendleri ve sağlık gibi disiplinler arası konularla gıda sektörünün hem bilimsel hem de endüstriyel boyutlarının derinlemesine ele alınacağını vurgulayan Başkan Cengiz, dünyanın iklim değişikliği, nüfus artışı, gıda güvenliği ve sağlık sorunları gibi karmaşık zorluklarla karşı karşıya olduğunu hatırlattı.
Bu bağlamda, gıda sürdürülebilir üretiminden sağlıklı beslenmeye, yerel hammaddelerin değerlendirilmesinden küresel standartlara uygun kalite kontrolüne kadar geniş bir sorumluluk üstlenildiğini belirten Cengiz, “İşte bu kongre, bu sorumluluğu omuzlayarak bilimsel bilgi birikimimizi paylaşmak, yenilikçi fikirleri tartışmak ve sektörel iş birliklerini güçlendirmek için bir köprü vazifesi görecektir.” ifadelerini kullandı.
Dünya nüfusu artmaya devam ediyor
Eti Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Görgülü, küresel gıda sorunlarına dikkat çekerek, bu problemlere üniversite, sektör ve kamu kurumlarının iş birliğiyle geliştirilecek yaygın etkili projelerle çözüm bulunabileceğini vurguladı.
Dünya nüfusunun artmaya devam ettiğini ve 2050 yılında 9.7 milyar, Türkiye nüfusunun ise 91 milyon civarında olmasının beklendiğini ifade eden Dr. Görgülü, Avrupa Birliği’nin yeşil mutabakat hedeflerine değindi. 2035’te sera gazı emisyonlarının yüzde 55 azaltılması ve 2050’de net sıfır seviyesine ulaşılmasının hedeflendiğini, hatta karbon negatif olma idealinin bulunduğunu belirten Dr. Ahmet Görgülü, dünya sıcaklığını 1,5 derecede tutma hedefinin, okyanusların ısınmasından kıyı ekosistemlerine kadar birçok kritik dengeyi etkilediğini söyledi.
2050’li yıllarda yüzde 56’lık bir gıda ihtiyacı artışı öngörülüyor
Mevcut yöntemlerle devam edilmesi durumunda 2050’li yıllarda yüzde 56’lık bir gıda ihtiyacı artışının öngörüldüğünü ve bunun için Hindistan’ın iki katı büyüklüğünde ilave tarım alanına ihtiyaç duyulacağını belirten Dr. Ahmet Görgülü, “Amacımız ne? Bu yöntemlerin daha ilerisine geçip daha farklı tarım teknolojileri, gıda teknolojileriyle bu yokluğun üstesinden gelmek hatta pozitife dönmek.” dedi.
Gelişmiş ülkelerde nüfus artışının durduğunu ancak gelişmekte olan ülkelerde artışın devam edeceğini ve bu durumun küresel gıda dengesini etkileyeceğini ifade eden Dr. Ahmet Görgülü, dünyada yaklaşık 830 milyon aç insana karşılık 2,5 milyar aşırı kilolu ve obez bireyin bulunduğunu ve Türkiye’nin de bu konuda başı çeken ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Tarım alanlarının sadece yüzde 47’si insan tüketiminde kullanılıyor
Mevcut motivasyonla devam edildiğinde tarım alanlarının yetersiz kalacağına dikkat çeken Dr. Ahmet Görgülü, tarım alanlarının sadece yüzde 47’sinin insan tüketiminde kullanıldığını, yüzde 40’ının ise hayvan yemi ve biyoyakıtlara ayrıldığını belirtti. Bu durumun tercihler yapma zorunluluğu doğurabileceğini ancak çözüm potansiyelinin de bulunduğunu ifade eden Dr. Görgülü, “Aynı tarım alanlarından belki insanlar için birinci bitki, hayvanlar için ikinci bitki, belki üçüncü bitkiyi de biyodizel için alabiliriz.” dedi.
Üretilen gıdanın 3’te 1’i hiç kullanılmadan çöpe gidiyor!
Dünya genelinde üretilen gıdanın yaklaşık üçte birinin hiç kullanılmadan çöpe gittiğini vurgulayan Dr. Ahmet Görgülü, bu 1.3 milyar tonluk israfın, dünyadaki 830 milyon aç insanı dört defa doyurabilecek potansiyele sahip olduğunu dile getirdi.
Türkiye’de her 3 kişiden biri obez!
Kişi başına kalori tüketiminde Türkiye’nin dünya sıralamasında üst sıralarda yer aldığını belirten Dr. Ahmet Görgülü, 2022 verilerine göre Türk insanının kişi başına 3 bin 785 kalori tüketerek Amerika’dan sonra ikinci sırada olduğunu söyledi. Bu aşırı kalori tüketiminin obezite sorununu beraberinde getirdiğini vurgulayan Dr. Görgülü, “Dünyada her 8 kişiden biri obezken, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre her 3 kişiden biri obez.” dedi.
En yüksek karbon salınımına sahip olanların başında instant kahve var
Gıdaların karbon emisyonlarına değinen Dr. Görgülü, özellikle hayvansal gıdaların yüksek karbon ayak izine sahip olduğunu söyledi. Kahve ve kakao ürünlerinin de karbon emisyonları açısından önemli bir yer tuttuğunu ve dünya genelinde yoğun olarak tüketildiğini belirten Dr. Görgülü, işlenmiş gıdalar arasında ise en yüksek karbon salınımına sahip olanların başında instant kahve, bitter çikolata ve kapsül kahvelerin geldiğini, çayın da hatırı sayılır bir karbon ayak izine sahip olduğunu dile getirdi.
Unlu mamuller ve meyvelerin ise bu konuda daha masum olduğunu ifade eden Dr. Görgülü, 1 kilogram çözülmüş kahve veya instant kahvenin karşılığında 28 kilogram karbon salınımı olduğunu vurguladı.
1 kilogram bisküvi üretimi için minimum 3 kilogram karbon salınımı oluyor
Konuşmasının sonunda, sanayide enerji tüketimi ve karbon salınımına dikkat çeken Dr. Görgülü, özellikle pişirme operasyonlarında fosil yakıtların yoğun kullanıldığını söyledi. Bu konuda Eti’nin yürüttüğü bir projeden bahseden Dr. Görgülü, doğalgazlı fırınların elektrikli fırınlara dönüştürülmesi ve bu dönüşümde klasik elektrifikasyon yerine infrared ısıtıcıların kullanılmasıyla enerji verimliliği ve karbon ayak izinde ciddi tasarruflar hedeflendiğini belirtti. Projenin olumlu sonuçlar verdiğini ve birkaç yıl içinde önemli kazanımlar elde edileceğini ifade eden Görgülü, 1 kilogram bisküvi üretimi için minimum 3 kilogram karbon salınımı olduğunu ancak bu teknoloji dönüşümüyle bu oranın sıfıra indirilebileceğini sözlerine ekledi.
Tarımın geleceği bilime ve ARGE’ye bağlı
TAGEM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şerafettin Çakal, kongrenin önemine vurgu yaparak, “Çünkü insanlığın geleceği gıdaya, gıdanın geleceği tarıma, tarımın geleceği de bilime ve ARGE’ye bağlı.” dedi.
Gıdanın geçmişten günümüze seyrine bakıldığında, farklı kıtalardaki ve ülkelerdeki insanların neden farklı hızlarla geliştiği sorusunun her zaman önemli bir tartışma konusu olduğunu belirten Dr. Çakal, “Bilime ve ARGE’ye değer veren toplumların geliştiğini, bilime ve ARGE’ye değer vermeyen toplumların geri kaldığını ve bunun bir tesadüf olmadığını görüyoruz. Aynı şey şirketler için de söylemek mümkündür.” diye konuştu.
“Beşerin en büyük icadı tarımdır”
Dr. Şerafettin Çakal, bir tarımcı olarak “Beşerin en büyük icadı tarımdır” sözünün altını çizerek, insanların on binlerce yıl avcı ve toplayıcı olarak yaşadığını, tarımın keşfiyle birlikte yani bitkilerin kültüre alınması ve hayvanların evcilleştirilmesiyle bu durumun değiştiğini belirtti.
Tarımın icadına kadar insanların gıda sorununun olmadığını, gün bulup gün yediklerini ve doğaya baskının fazla olmadığını ifade eden Dr. Şerafettin Çakal, tarımın icadından sonra ise köylerin, kasabaların, şehirlerin ve metropollerin oluştuğunu ve nüfusun giderek arttığını söyledi.
İkinci tarım döneminde tarım alet ve makinelerinin, sanayi devriminin devreye girdiğini belirten Dr. Çakal, üçüncü tarım dönemi olan entansif tarım döneminde ise kimyasal gübreler, ilaçlar, pestisitler, herbisitler, hormonlar ve antibiyotiklerin kullanıldığını ifade etti.
Nanoteknoloji ve bilişim teknolojileri önemli rol oynuyor
Tarımda dördüncü dönem olan biyoteknolojik döneme gelindiğini ifade eden Dr. Çakal, bu dönemin aynı zamanda akıllı tarım ve biyoteknoloji devrimi olarak da adlandırıldığını söyledi. Nanoteknoloji ve bilişim teknolojilerinin bu dönemde önemli bir rol oynadığını belirten Dr. Çakal, dünyadaki bilim insanlarının bu konuda ikiye ayrıldığını ifade etti. Birinci grubun lokal, organik ve yavaş olan tohumu savunduğunu, ikinci grubun ise küresel, konvansiyonel ve hızlı olanı savunduğunu kaydetti.
Bu iki yaklaşım arasında bir denge bulunması gerektiğini vurgulayan Dr. Çakal, “Birinde aşırı doğaya baskı, diğerinde ise bu insanların doyurulması söz konusu. İşte burada da orta bir yol bulmamız, bir dengeyi sağlamamız gerekiyor diye düşünüyoruz.” dedi.
Bir tarafta israf bir tarafta obezite var…
Dünyada üretilen gıda miktarına da değinen Dr. Çakal, son verilere göre dünyada 9.9 milyar ton gıda üretildiğini söyledi. Bu miktarın 5.5 milyar tonunun hayvanlar tarafından, 4.4 milyar tonunun ise insanlar tarafından tüketildiğini belirten Dr. Çakal, ancak bu 4.4 milyar tonluk insan tüketimine sunulan gıdanın üçte birinin hiç insan midesine gitmeden doğrudan çöpe gittiğini vurguladı.
Bu israfın yanı sıra küresel gıda dağılımındaki adaletsizliklere de dikkat çeken Dr. Çakal, bir tarafta 735 milyon insanın aç olduğunu, diğer tarafta ise 1 milyar insanın obez olduğunu belirtti. “Bir tarafta israf var, bir tarafta obezlik var ve bir tarafta açlık var.” diyen Dr. Çakal, mevcut küresel gıda arzının aslında 8.2 milyar insana yetecek düzeyde olduğunu ifade etti.
İnsanlara gıda üretebilmek için toprak, su ve tohum olmak üzere üç temel doğal kaynağa ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Dr. Çakal, “Tohum olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Tohumun kaynağı da doğal vejetasyon. Yani mera olarak görmüş olduğunuz bu doğal vejetasyondan bunların toplanması, korunması ve birimlerden kaliteli tohumlar üretmek üzere ıslah edilmesi, yerli ve milli çeşitlerinin geliştirilmesi ve üreticilerimizin, insanlarımızın hizmetine sunulması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Dr. Şerafettin Çakal, ülkedeki yerli hayvan genetik kaynaklarının da TAGEM tarafından koruma altına alındığını sözlerine ekledi.
4. Uluslararası Gıda Kimyası Kongresi’nin ilk günü, oturum başkanı Prof. Dr. Enes Dertli oturum başkanlığında, Doç. Dr. Mustafa Türker, Prof. Dr. Ayşe Aslı Barla, Dr. Zeynep Elmalı ve Semra Çavuş’un katıldığı panelle sona erdi.
Prof. Dr. Tarhan ve Prof. Dr. Kaynak özel oturumda ana konuşmacı
Kongre kapsamında 9 Mayıs Cuma günü gerçekleşecek özel oturumda Üsküdar Üniversitesi’nin iki önemli ismi ana konuşmacı olarak yer alacak. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gıda Kimyasından Beyin Kimyasına: Beyin-Besin İlişkisi”, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak ise “Krizler Yüzyılında Gıda Arzında Riskler ve Fırsatlar” konulu konuşma yapacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
“Allianz ile Geleceğin Güvende” sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda kendi operasyonel süreçlerini dönüştürürken, ekosistemin sürdürülebilirlik yolculuğuna da rehberlik etmeyi hedefleyen Allianz Türkiye, gezegenimiz için etki ve toplum için değer yaratmaya devam ediyor.
2019 yılını baz alarak belirlediği 2030 hedeflerine emin adımlarla ilerleyen şirket, kişi başına düşen sera gazı emisyonlarını yüzde 70 azaltarak 2030 hedefine bugünden ulaştı. Kişi başına düşen emisyon 0,80 karbondioksit eşdeğeri emisyona gerileyerek son üç yılın en düşük seviyesine ulaşırken, 2024 yılında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda yaklaşık toplam 85 ton karbondioksit eşdeğeri emisyon azaltımı sağlandı. Emisyon miktarındaki azalmada hibrit ve elektrikli araçların filoya entegrasyonu, yenilenebilir enerjiye geçiş, hibrit çalışma modelinin etkisi ve enerji verimliliği yatırımları belirleyici oldu.
Tüm tedarik zinciri boyunca çevresel dönüşümü destekliyor ve teşvik ediyor
Sürdürülebilir dönüşüm için çevresel sorumluluğu önceliklendiren Allianz Türkiye geçtiğimiz yıl çevre yönetimi kapsamında 500 bin TL’den fazla kaynak ayırdı. Bu doğrultuda ekosistem üzerindeki etkisini en aza indirmek için kaynak kullanımını optimize ederek karbon ayak izini azaltan şirket, enerji verimliliğini artırırken yenilenebilir kaynakların kullanımını da teşvik ediyor. Bu kapsamda hayata geçirdiği uygulama ve projelerle yalnızca kendi faaliyet alanında değil, tüm tedarik zinciri boyunca da çevresel dönüşümü destekliyor. Bu başarılar Allianz Türkiye’nin uzun soluklu değer yaratmayı amaçlayan sürdürülebilirlik stratejisine bağlılığını da bir kez daha teyit ediyor.
Binalarda kullanılan enerjinin tamamı yenilenebilir enerji
Enerji yönetimi alanındaki çalışmalarını ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası ile teyit eden Allianz Türkiye, 2024 yılında tüm elektrik tüketiminin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılamaya devam etti. Enerji verimliliğine yönelik çalışmaları desteklemek amacıyla 2024 yılında hayata geçirilen toplam 22 enerji verimliliği aksiyonu sayesinde yaklaşık 239 bin kWh enerji tasarrufu sağlandı. Şirketin elektrik tüketimi, 2019 yılından bu yana yüzde 37 azalarak toplam 6,6 milyon kWH’dan 4,1 milyon kWH’ya geriledi. Enerji verimliliğine odaklanan proje ve uygulamalara yatırım yapmaya kesintisiz devam eden Allianz Türkiye, 2024 yılında kişi başına düşen enerji tüketimini de bir önceki yıla göre yüzde 11 azalttı.
Türkiye’nin LEED Platin Sertifikalı ilk kulesi Allianz Tower
Allianz Türkiye çevresel süreçlerini ISO 14001 Çevre Yönetim Sistem gereklikleri doğrultusunda yürütüyır. Genel merkezleri; İstanbul’daki Allianz Tower ve İzmir’de yer alan Allianz Kampüs, Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından verilen LEED Platin ve LEED Gold sertifikalarının sahibi olarak enerji ve su verimliliğini artıran yenilikçi tasarımlarıyla öne çıkıyor. Türkiye’nin LEED Platin Sertifikası alan ilk kulesi olma unvanına sahip olan Allianz Tower’la birlikte 2024 yılı itibarıyla tüm Allianz Türkiye binaları, WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından verilen Yeşil Ofis Sertifikası’nı da almaya hak kazandı.
2030’a kadar araç filosunun tamamı elektrikli olacak
2024 yılı itibarıyla 75 araçlık filosunun yüzde 19,1’i elektrikli araçlardan oluşan Allianz Türkiye, 2030 yılına kadar yüzde 100 elektrikli filoya geçiş hedefi doğrultusunda, elektrikli araç oranını artırmaya devam ediyor. Bu geçişi desteklemek için Allianz Tower, Allianz Kampüs, Allianz Teknik ve Ankara bölge binalarında araç şarj altyapıları kuran şirket, elektrikli araçlarını da yenilenebilir elektik kaynağıyla şarj ediyor. Ayrıca iş odaklı yapılan uçak seyahatleri de yıllık hedef değerler içinde kalmak amacıyla aylık olarak takip edilerek yönetim ekibiyle düzenli olarak paylaşılıyor.
Sürdürülebilir seyahatler tercih ediliyor
Hibrit çalışma modeliyle trafikte daha az yol kat ederek online toplantıları teşvik eden Allianz Türkiye, iş için gerçekleştirilen bazı seyahatlerde uçak yerine tren kullanımını teşvik ediyor. Ayrıca iş için yapılan uçak seyahatleri de yıllık hedef değerler içinde kalmak amacıyla aylık olarak takip edilerek yönetim ekibiyle düzenli olarak paylaşılıyor.
Kâğıtsız poliçeye geçiş
Kâğıt kullanımının yaygın ve yoğun olduğu sigorta sektöründe dijital poliçeye geçişi tamamlayarak “Paperless” adıyla kâğıt tüketimini azaltan pek çok projeye imza atan Allianz Türkiye, 2016 yılında 535 ton olan kâğıt tüketimini 2024 yılında 47 tona düşürdü. Kâğıt tüketiminin karbon emisyonları içindeki payı da yüzde 6’dan yüzde 2 seviyelerine kadar geriledi. Kullanılan kâğıdın yüzde 100 oranında FSC belgeli olması hedefleniyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Türkiye’nin kişisel temizlik, kişisel bakım ve hijyen markası Evyap, Ar-Ge departmanının öncülüğünde “Türkiye’nin gelecek yüz yılını onlar inşa edecek” diyerek üniversiteli gençlere yönelik öğrencilerin; ekonomik, sosyal ve psikolojik zorluklarına destek olmak amacıyla bütüncül bir sosyal destek programı olan “Kendine İyi Bak Gençlik Programı”nı başlattı.
Gençlerin eğitim hayatlarında karşılaştıkları ekonomik, sosyal ve psikolojik zorluklara destek olmak amacıyla hayata geçirilen “Kendine İyi Bak Gençlik Programı”na katkı yapan tüm paydaşların bir araya gelmesiyle programın detayları paylaşıldı ve gençlerin karşılaştıkları zorluklara yönelik çözüm önerileri ele alındı.
Evyap’ın Ar-Ge liderliğinde geliştirdiği program, ailelerin güçlük yaşadığı bir dönemde üniversite öğrencilerinin %68’inin burs, %43’ünün staj, %45’inin psikolojik destek, %35’inin bilgisayar, %28’inin kitap ve %17’sinin internet paketi ihtiyacı olduğunu ortaya koyan TOG 2024 araştırmasının sonuçlarına yanıt veriyor; ayrıca %78’lik kesim ekonomik nedenlerle kültür-sanat etkinliklerine erişemiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün “öz bakım” tanımına dayanan inisiyatifle hayata geçirilen projenin, Evyap’ın kuruluş protokolünde kazancının bir bölümünü sosyal yardım ve desteklere ayıracağına dair maddesinden ilhamla hayata geçirildiğini belirten Evyap Kişisel Bakım Kategorisi Genel Müdürü Özlem Esen, bu anlayışın üç kuşaktır sürdüğünü ifade etti. Özlem Esen, programın kapsamı hakkında şunları söyledi:
“Bu projede niye varız? Çünkü gençler ekonomik zorluklar nedeniyle yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamakta değil, eğitimlerine ve sosyal yaşamlarına devam etmekte de büyük sıkıntılar yaşıyor. “Kendine İyi Bak Gençlik Programı” ile amacımız, gençlerin kişisel bakımları, hijyenleri, ruhsal ve fiziksel sağlıklarını desteklemek ve onları topluma daha güçlü bireyler olarak kazandırmak. Program kapsamında, 2024-2025 eğitim öğretim yılı boyunca Ahbap Derneği iş birliğiyle belirlenen 100 ihtiyaç sahibi üniversite öğrencisine kapsamlı bir destek sunuyoruz. Her iki ayda bir, içinde şampuan, duş jeli, sabun, ıslak mendil, kolonya, deodorant, tıraş köpüğü, diş macunu ve krem bulunan kişisel bakım paketleri gönderiyoruz. Ancak sadece hijyen desteği sağlamakla kalmıyor, gençlerin ruhsal ve fiziksel sağlıklarını koruyabilmeleri için HiDoctor platformu üzerinden online psikolojik danışmanlık, beslenme ve spor danışmanlığı hizmeti sunuyoruz. Böylece öğrenciler, akademik ve kişisel yaşamlarındaki stresi yönetme konusunda uzman desteği alabiliyorlar. Ayrıca programın etki ölçümlemesini gerçekleştirerek gençlerin hayatlarındaki etkisini gözlemleyebiliyoruz.”
Gençlerin sadece fiziksel ve ruhsal sağlıklarının değil, sosyal hayatlarının da desteklenmesi gerektiğini ifade eden Evyap Ar-Ge Hijyen Grup Müdürü Nimet Uzun Kalender ise, programın kültürel ve sosyal bileşenlerini şöyle açıkladı:
“Biletinial iş birliğiyle her öğrenciye aylık 1000 TL değerinde kültür-sanat bileti tanımlayarak, sinema, tiyatro ve konser gibi etkinliklere ücretsiz katılım imkânı sağlıyoruz. Ekonomik zorluklar nedeniyle birçok genç, sosyal hayattan uzaklaşmak zorunda kalıyor. Oysa bu tür etkinlikler, bireyin gelişimi için büyük önem taşıyor. Gençlerimizin sanata, kültüre ve sosyal etkileşimlere erişimini desteklemek istiyoruz.”
Haluk Levent: “Gençler yalnız değil, yanlarındayız”
Ahbap Derneği Başkanı ve sanatçı Haluk Levent, gençlerin yaşadığı ekonomik ve sosyal zorluklara dikkat çekerek, onların yalnız olmadığını hissettirecek daha fazla projenin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Son üç yılda yaklaşık 1 milyon öğrenci, maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Bugün burada, Evyap ile yürüttüğümüz ‘Kendine İyi Bak Gençlik’ projesinin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu proje yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal açıdan da gençlerin yanında duruyor. Birçok gencin hayatına dokunuyor, yarıda kalmış hikâyelerini tamamlamalarına destek oluyoruz.”
Fatoş Karahasan: “Gençler Ruhsal ve Sosyal Baskı Altında”
Programın moderatörlüğünü üstlenen ve Türkiye’de Genç Olmak isimli son çıkan kitabında programdan bahseden deneyimli gazeteci, akademisyen ve yazar Fatoş Karahasan, gençlik araştırmaları ve sosyal projeler üzerine yaptığı çalışmalardan yola çıkarak, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin karşılaştıkları ekonomik ve sosyal zorluklara dikkat çekti:
“Bugün Türkiye’de 7 milyondan fazla üniversite öğrencisi var. Ancak son yıllarda ekonomik nedenlerden dolayı eğitimine devam edemeyen öğrencilerin sayısı hızla artıyor. Gençlerimiz sadece maddi zorluklarla değil, aynı zamanda ruhsal olarak da büyük bir baskı altında. “Kendine İyi Bak Gençlik Programı”, gençlerin ruhsal, fiziksel ve sosyal açıdan kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak için her aşaması düşünülerek tasarlanmış.”
Gençlerin Psikolojik Sağlığına Destek
Gençlerin artan stres ve psikolojik baskılar nedeniyle hem akademik hem sosyal hayatta zorlandığını, bu yüzden programın zihinsel ve fiziksel sağlık desteğine odaklanmasının kritik olduğunu vurgulayan HiDoctor CEO’su Ahmet Bal “2024 Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye, 30 yaş altı gençlerin mutluluk düzeyinde 101. sırada yer alıyor. Deloitte ile yaptığımız araştırmaya göre, psikolojik destek ihtiyacı bu yaş grubunda üst sıralarda bulunuyor. Onların psikolojik olarak güçlü olmaları, yalnızca bireysel değil, toplumsal olarak da kritik öneme sahip. Destek alan öğrenciler, hayatlarındaki dönüşümü hissettiklerini belirtiyorlar. Psikolojik destek, onların eğitim hayatlarında başarılı olmalarını da doğrudan etkiliyor.” dedi.
Kültür ve Sanat Gençliğin Enerji Kaynağı
Biletinial İcra Kurulu Üyesi Murat Erim, gençlerin kültür-sanat etkinliklerine erişiminin önemini vurgulayarak şunları söyledi:
“Gençlerin sosyalleşmesi ve duygusal zekalarının gelişimi için kültürel etkinliklere erişim kritik. Bu proje sayesinde sinema, tiyatro ve konserlere erişim imkânı sunduk. Gençlerin en çok sinema ve tiyatro etkinliklerine ilgi gösterdiğini görüyoruz. Araştırmalarımıza göre, gençlerin bilet alım oranları son üç yılda %17 arttı ancak halen büyük bir kesim bu etkinliklere bütçe ayıramıyor. Evyap’ın bu projesi, gençlerin sanat ve kültürle daha fazla iç içe olmalarını sağlayarak onların duygusal ve sosyal gelişimlerini destekliyor.”
Gençlerin Hayatındaki Değişim Verilerle Destekleniyor
Trend Group Yönetici Ortağı Nurhan Keeler, toplumsal projelerin kalıcılığı için gerçek etkilerinin ölçülmesinin şart olduğunu; “Kendine İyi Bak Gençlik Programı”nın sadece geçici yardım değil, gençlerin hayatlarında sürdürülebilir değişim yaratması gerektiğini vurguladı. Trend Group olarak bu etkiyi, program öncesi ve sonrası verileriyle çok katmanlı bir araştırma ve bireysel geri bildirim çalışmasıyla değerlendiriyoruz diyen Nurhan Keeler şunları ekledi: “Bu program gençlerin hem sosyal, hem kariyer, hem de bireysel gelişimini destekleyen bütüncül ve samimi bir model sunuyor. Yani dünyadaki büyük gençlik programlarıyla bile kıyaslandığında, belki de daha gerçek, daha içten ve daha hayatın içinden.”
Programdan faydalanan öğrenciler program hakkında şunları ifade etti:
“Evyap’ın sağladığı hijyen paketi desteği, HiDoctor’un online danışmanlık hizmetleri ve kültür-sanat etkinlikleri benim için çok kıymetli. Bu proje sayesinde kendime daha iyi bakabiliyor, sağlığımı ve psikolojimi koruyabiliyorum.”
“Ahbap ve Evyap sayesinde hem eğitimime devam edebiliyorum hem de psikolojik olarak daha güçlü hissediyorum. Bu destek, hayatımızda gerçekten büyük bir fark yaratıyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, açılışını gerçekleştirdiği KO-MEK Başiskele ilçe sergisinde tarımın değerine vurgu yaparak, “Bahçenize, tarlanıza ve gerekirse balkonunuzda bulunan saksınıza ekin. Üreten devletler ayakta kalacak” dedi.
BAŞİSKELE İLÇE SERGİSİ GÖZ KAMAŞTIRDI
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kurslarının (KO-MEK) bir yıl boyunca el emeği göz nuru dökerek oluşturduğu birbirinden eşsiz eserler, 20.yıl ilçe sergilerinde görücüye çıkıyor. Sergi yolculuğunda bu kez Başiskele’de sergilenen ürünler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Kursiyerlerin bir yıl boyunca ürettiği el emeği göz nuru ürünlerin vatandaşlarla buluştuğu Karşıyaka Kültür Merkezi’ndeki sergide, birbirinden güzel ve eşsiz ürünler göz kamaştırdı.
SERGİ AÇILIŞINA KATILIM YOĞUN OLDU
Başkan Büyükakın’ın yanı sıra; Başiskele Kaymakam Dr. Soner Şenel, Başiskele Belediyesi Başkan Vekili Arif Başkan, ilçe protokolü ve birçok davetlinin katıldığı sergi, saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasının ardından gezildi. Kursiyerler adına açılış konuşmasını Yuvacık Kurs Merkezi’nde arıcılık branşında eğitim alan Nurgül Anik yaptı. “Hayatım KO-MEK ile değişti” diyen Nurgül Anik, “Küçük bir çiftlik kurma hayalim vardı. Bu hayalim emekliliğe kalmasını istemediğim için bir yerden başlamaya karar verdim. Arıların işleyişini her zaman mucizevi bulduğum için ilk ilk önce arıcılık branşında eğitim almakla başladım. Bu farkındalık sürecinde en büyük katkıyı KO-MEK’te aldım. Bana bu mutluluğu yaşatan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
“BURADA BİRÇOK BAŞARI HİKÂYESİ VAR”
Açılışa katılımın yoğun olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Büyükakın, “KO-MEK’lerimiz şimdiye kadar çok güzel işler yaptı. Sizlerin katkılarıyla sosyal sorumluluk projelerinde birçok iş başardık. KO-MEK, dünden bugüne inanılmaz işler başardı. Burada bir başarı ve mutluluk hikâyesi var. Kimisi hastalığını burada yenerek hayata tutundu, kimisi ise mücadelesine bambaşka bir pencere açarak hayata atıldı” dedi.
“TOPRAĞI EKİP BİÇME KABİLİYETİMİZ MİLLİ BEKA SORUNUDUR”
Konuşmasının devamında tarımın değerine vurgu yapan Büyükakın, “Yakında, gıda ve su yüzünden savaşların çıkması olası. Üretim durduğunda ya da savaşlar başladığında, toprağı ekip biçebilme kabiliyetimiz milli güvenlik kadar önemli hâle gelecektir. Bugün dünyada gıda arzı ve gıda güvenliği ülkelerin beka meselesi hâline geldi. Bahçenizi, tarlanızı ve gerekirse balkonunuzda bulunan saksınızı ekin. Alacağımız desteklerle sera kurarak, mantar yetiştirerek tarımın bir parçası da olabiliriz. Üreten devletler ayakta kalacak” diyerek, sergi açılışına katılan vatandaşlardan tarım yapmalarını istedi.
“KO-MEK, YENİ BİR MESLEK KAPISI AÇIYOR”
Başiskele Kaymakamı Soner Şenel, sergide emeği geçen herkesi tebrik ederek şunları söyledi: “Ürünleriniz gerçekten çok güzel. Hepsi el emeği, göz nuru. Bu seneki konseptimiz “Orta Asya’dan Anadolu’ya Ortak Mirasımız.” Türk Milletinin Köklü Kültürünün Anadolu’da Ortaya çıkışıdır. Buralar, kadınların hayata dokunduğu yerler. KO-MEK sayesinde gençlerimiz ve kadınlarımız hem yeni bir meslek sahibi oluyor hem de özgüven kazanarak hayata yeniden başlıyor” dedi.
BİRBİRİNDEN GÜZEL ÜRÜNLER TAM NOT ALDI
Konuşmaların sonunda KO-MEK Bohçası, nişanlı kursiyere hediye edildi. Protokol ve çocuklarla birlikte açılış kurdelesini kesen Başkan Büyükakın daha sonra sergiyi gezdi. Hazırlanan ürünleri dikkatle inceleyen Başkan Büyükakın, sergide yer alan uygulama alanında filografi yaparak incelikleri hakkında eğitmenlerden bilgi aldı. Sergi alanında çocuklarla tek tek ilgilenen Büyükakın, onlarla bol bol fotoğraf çektirdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı