Nisan ayında Banka’nın 71. yaşını büyük bir heyecan ve coşkuyla kutladıklarını belirten VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, yılın ilk çeyrek finansal sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerinde “Küresel düzeyde artan belirsizliklere ve ekonomik risklere rağmen, Türkiye ekonomisi enflasyonla mücadelede kararlılıkla ilerlemekte ve dengelenme sürecini başarıyla sürdürüyor. VakıfBank olarak, her dönemde olduğu gibi, toplumun her kesiminin yanında yer alarak ülke ekonomisinin istikrarına ve büyümesine kesintisiz destek vermeye devam ediyoruz. 2025 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre Bankamızın nakdi ve gayri nakdi kredileri yıllık yüzde 40 artarak 3 trilyon TL sınırına yaklaştı. Türkiye’nin ikinci büyük bankası olarak, selektif kredi politikamızla ihracatı, üretimi, yatırımı ve istihdamı önceliklendiriyoruz. Nakdi kredi portföyümüz yıllık yüzde 39 artışla 2 trilyon 241 milyar TL’ye ulaşırken, reel sektörün en güçlü finansal destekçilerinden biri olma konumumuzu sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kurumsal nitelikli yatırımcılarla gerçekleştirilen en büyük tutarlı ve en uzun vadeli DPR seküritizasyon işlemine imza attı. “
VakıfBank’ın 2025 yılında gerçekleştirdiği ilk uluslararası fonlama işlemine değinen Üstünsalih sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılında gerçekleştirdiğimiz 700 milyon dolarlık DPR seküritizasyon işlemiyle uluslararası piyasalardaki öncü konumumuzu bir kez daha güçlendirdik. İlk dört yılı anapara ödemesiz ve toplam 10 yıl vadeli olan bu işlem, kurumsal nitelikli yatırımcılarla yapılan en büyük ve en uzun vadeli DPR işlemi olması, Bankamızın uluslararası piyasalardaki güçlü duruşunu bir kez daha kanıtladı. Kaynak yapımızı çeşitlendirme ve uluslararası piyasalardan uzun vadeli, uygun maliyetli fonlama sağlama stratejimiz doğrultusunda, ülkemize yeni kaynaklar kazandırmaya istikrarlı bir şekilde devam edeceğiz.”
“VakıfBank, Sürdürülebilirlikte Güçlü Adımlar Atıyor”
Sürdürülebilirlik alanında hayata geçirilen organizasyonel değişikliklere dikkat çeken Üstünsalih, bu alandaki kararlılıklarını şu sözlerle ifade etti: “VakıfBank olarak, 2024 yılında sürdürülebilirlik alanında gerçekleştirdiğimiz organizasyonel yapılanmayla, sürdürülebilir bankacılık tarafında da yıla güçlü bir başlangıç yaptık. Sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda geri dönüştürülmüş plastikten üretilen Recycle Kredi Kartı ile çevre dostu tüketimi teşvik ediyoruz. Dijital slip özelliği sayesinde kâğıt tüketimini azaltırken, mobil ve temassız ödeme çözümlerimizle dijital bankacılıkta hız ve güvenliği ön planda tutuyoruz. Sürdürülebilirliğe yönelik kararlılığımızı yalnızca ürün ve hizmetlerimizle değil, çevresel performansımızla da ortaya koyuyoruz. Bu doğrultuda, dünyanın en saygın çevresel raporlama platformu olan Karbon Saydamlık Projesi (CDP) 2024 yılı değerlendirmelerinde, İklim Değişikliği programındaki ‘A’ notumuzu korurken, Su Güvenliği programındaki notumuzu bir basamak yükselterek ‘A’ seviyesine taşıdık. Böylece her iki alanda da Global A Listesi’nde yer alma başarısını gösterdik. Sürdürülebilirlik yaklaşımımız doğrultusunda çevresel ve sosyal sorumluluklarımızı yerine getiriyor, müşterilerimiz ve ülkemiz için uzun vadeli değer yaratmayı sürdürüyoruz.”
VakıfBank’ın konsolide olmayan 31 Mart 2025 tarihli bilançosunun önemli finansal göstergeleri:
İzmit Körfezi’ne daha önce 42 bin yavru balık salan Büyükşehir Belediyesi, kent genelindeki dere ve tatlı sularda da balık popülasyonunun artması için çalışıyor. Bu kapsamda düzenlenen törenle Kirazdere’ye 8 bin adet benekli alabalık salındı. Böylece 2 yılda 16 bin alabalık tatlı sulara bırakılmış oldu.
İÇ SULARDA DA BALIK POPÜLASYONU ARTACAK Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İzmit Körfezi’nin temizlenmesi, biyoçeşitliliğin arttırılması ve daha sağlıklı bir ekosistem oluşturulması amacıyla pek çok proje yürütüyor. Balık popülasyonunun yeniden canlanması ve bu konuda çevre farkındalığı oluşturulması amacıyla İzmit Körfezi’nde başlatılan balıklandırma çalışmaları iç sularda da devam ettiriliyor. Bu kapsamda geçen yıl Kirazdere’ye 8 bin adet alabalık salan Büyükşehir, anaç balıklardan elde edilen 8 bin yavru balığı doğaya bıraktı. Böylece Kirazdere’ye 8 bin adet benekli alabalık salımıyla 2 yılda 16 bin balık bu bölgede doğaya bırakılmış oldu.
BALIK SALMA TÖRENİNE YOĞUN KATILIM Yuvacık Barajı Kirazderesi kıyısında gerçekleştirilen balık salma törenine Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın yanı sıra; Başiskele Kaymakamı Soner Şenel, Başiskele Belediye Başkan Yardımcısı Arif Başkan, Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdür Yardımcısı Erdal Ceyhan, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Son 2 yılda toplam 16 bin balığın salındığı proje ile iç sularda balık popülasyonunun yeniden artırılması hedefleniyor.
2 YILDA 16 BİN BALIĞI DOĞAYA SALDIK Programda “Doğadan aldığımızı doğaya geri veriyoruz” diyerek konuşmasına başlayan Başkan Büyükakın, “Geçtiğimiz yıl bu bölgede 8 bin balığı suya bıraktık. Yarını düşünerek hareket etmek zorundayız. İnsanoğlu bugün sadece anı düşünüyor, geleceği düşünen neredeyse yok. 23 arıtma tesisimizle denizimize çamurun gitmesini engelliyoruz. Balık halinden bize görüntüler geliyor. Gölge etmesinler başka ihsan istemez. O balıkları denize bırakırken bize ‘O balıklar ölecek’ dediler. Biz çamuru temizlerken ‘Çamur tehlikeli’ dediler. O çamur denizin dibinde durunca bir şey olmuyor mu? Biz o çamuru sızdırmaz bir maddeyle bertaraf ediyoruz. ‘Arıtma tesisleri çalışmazsa müsilaj olur’ dedik. Çalıştırmadılar ve bugün yine müsilaj görülmeye başladı. Biz buradan temizliyoruz ama öbür taraflardan arıtma yapılmayınca olmuyor ama olsun biz buradan arıtma yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“DOĞAYI KORUMALIYIZ” Doğanın gelecek nesillerin mirası olduğunu belirten Doğa Koruma ve Milli Parklar 1.Bölge Müdürü Yardımcısı Erdal Ceyhan, “Ekosistemlerin korunması ve biyoçeşitliliğin artırılması bizim asli görevimiz. Bu konuda en önemli destekçimiz Büyükşehir Belediyesi. “Samanlı Dağları Kızıl Geyik Yerleştirme Projesi” kapsamında Kızıl Geyikler bölgeye salınmıştı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile şimdi orman içi alabalık çeşitliliğinin korunması için çalışmalar yapıyoruz. Kocaeli’nden temin edilen alabalık yumurtalarından yavru balıklar üretildi. Üretilen balıkların ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyoruz” dedi.
“KAYNAKLARIN ÖNEMİ UNUTULMAMALI” Başiskele Kaymakamı Soner Şenel ise, “İnsan olarak doğayı kullanıyoruz ama bunun bir dengesi var. Ülkemiz ve bölgemiz için önemli olan alabalıkta sayının azalmaması. Bunun için bugün bir çalışmanın en güzel aşamasındayız. Bölgemiz turizm için çok elverişli bir alan, bunu unutmayalım ama su kaynaklarının önemini de unutmamalıyız. Ben projede emeği olan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
8 BİN YAVRU ALABALIK BIRAKILDI Konuşmaların ardından Kirazderesi’nden alınan anaç balıklardan elde edilen 8 bin yavru doğaya salındı. Kirazdere’ye 8 bin adet benekli alabalık salımıyla 2 yılda 16 bin balık doğaya bırakılmış oldu. Körfez’de dip çamuru temizliği yapan, arıtma tesisleriyle İzmit Körfezi’ne arıtılmadan bir damla atık su bırakmayan Büyükşehir, kent genelindeki dere ve tatlı sularda da balık popülasyonunun gelişmesi için çalışmalarını sürdürmeye devam edecek.
Dr. Olcay Aydemir’in sunumuyla Mimarlık ve Yaşam söyleşileri, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta yapılıyor. 7 Mayıs Çarşamba akşamı saat 19.30’da gerçekleşen söyleşinin konuğu Prof. Dr. Gülgün Köroğlu oldu. Sezonun son Mimarlık ve Yaşam programında “Bizans Döneminde Kadın” konusu ele alındı.
Prof. Dr. Gülgün Köroğlu’nunkonuk olduğu Mimarlık ve Yaşam programının “Bizans Döneminde Kadın” alt başlıklı söyleşisi gerçekleşti. Köroğlu, Bizans döneminde kadının rolü ve konumu hakkında konuştu.
“Bizans’ta iktidar ne kadar güçlüyse kadınlar da o kadar güçlü.”
Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, Bizans döneminde iktidarın gücü ile saray kadınlarının gücü arasında doğru orantı olduğunu söyledi:
“7. yüzyıl ile 9. yüzyıl arasında Bizans’taki kadınlar hakkında hiçbir bilgi yok. Durumları iyi değil. Daha sonra durum iyileşiyor. Bizans’ta kadının ön planda olduğu dönem imparatorluğun daha güçlü olduğu dönemler. Savaş çok olduğunda, toplum sıkıntı yaşarken kadınlar da kayboluyor. Saray kadınlarının ön planda olduğu dönemde imparatorluğun durumu parlak. İktidar ne kadar güçlüyse kadınlar da o kadar güçlü.”
“Bizans’taki halk kadınları, genelde evde kalıyorlar.”
Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, Bizans’taki saray kadınları ile diğer kadınlar arasındaki farkların altını çizdi:
“Bizans’taki halk kadınlarının durumu Osmanlı’da ve günümüz Anadolu’sunda yaşayan kadınlar gibi. Çok parlak değil. Hayatları hep evde geçiyor. Tarımsal faaliyetlerde bulunuyorlar. Bazı durumlarda ebelik, doktorluk kadınların meslekleri arasında. Ve inanışa göre bütün erdemli kadınlar Antik Yunan’dan beri dokumacılık yapıyor. Evlerinde küçük çaplı dokuma yapıyorlar.”
Beylikdüzü Belediyesi “Yaşam Bahçesi” projesiyle, hem tarımsal üretime, hem de sosyal dayanışmaya katkı sunuyor. Beş yılda 450 tonun üzerinde mahsul elde edilen projede, Gıda Bankası aracılığıyla 40 bini aşkın ihtiyaç sahibi haneye ulaşıldı. Belediyenin aşevine de meyve sebze sağlayan Yaşam Bahçesi’nde yaz mevsiminin ilk fideleri toprakla buluştu.
Beylikdüzü Belediyesi’nin ihtiyaç sahibi ailelerin temiz ve güvenli gıdaya erişmesini sağlamak amacıyla ilçeye kazandırdığı Yaşam Bahçesi’nde yaz mevsiminin ilk fideleri dikildi. Yaşam Vadisi 3. Etap’a teğet 20 dönümlük bir alanda yer alan Bahçe’de mevsim sebze ve meyvelerinden domates, bostan patlıcanı, kemer patlıcan, salatalık, kabak, kavun, karpuz ve biber çeşitleri dâhil olmak üzere toplam 10 çeşit ürünün ekimi yapıldı. Bu yıl, ekonomik şartlar ve vatandaşların talebi doğrultusunda pembe domates ve kıvırcık da yetiştirilen ürünler arasına eklendi.
“Kimyasal kullanmıyoruz, su tasarrufuna önem veriyoruz”
Çalışmalar hakkında bilgi veren Yaşam Bahçesi’nin sorumlusu Ferruh Balcıoğlu, zararlı tarım ilaçlarını kullanmadan sağlıklı şartlarda üretim yaptıklarının altını çizdi. Balcıoğlu şunları söyledi: “Mayıs ayının ilk haftasında havaların ısınmasıyla ekimimizi gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 30-35 gün sonra kabak ve salatalık hasadımız başlar. Devam eden günlerde ise domates, biber vd. ürünlerin hasadına başlarız. Normal şartlarda, mevsim çok sert geçmezse, 45-50 ton üretim yapabiliyoruz. Toplanan ürünler her sabah hasat edildikten sonra buradan gıda bankasına ve aşevine gönderiliyor. Ziraat teknikerlerimiz, mühendislerimiz, peyzaj mimarlarımız bugün buradalar. Sizin de gördüğünüz gibi, ürüne özel damla sulama sistemiyle su tasarrufu sağlarken verimi de artırıyoruz. Bakanlık serbest bırakmış olsa bile pestisit, herbisit benzeri kimyasalları kesinlikle kullanmıyoruz. Önünde durduğumuz bu parsel, başkanımız Mehmet Murat Çalık’ın isteğiyle oluşturduğumuz bir parseldir. Hobi bahçemizde ata tohumlarından elde ettiğimiz fideleri de buraya ekiyoruz. Başkanımız her yıl fidan dikimine bizzat katılır, elleriyle fidan dikerdi. Bu yıl gelemedi ama fidanlar yetiştiğinde burada olacak inşallah.”
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi iş birliğiyle bu yıl 6’ncısı düzenlenen “Fide Bizden Ürün Sizden” kampanyasında 310 bin fide vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıldı. Nilüferli üreticilerin yetiştirdiği fideleri, vatandaşlar balkon ve teraslarında yetiştirecek.
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin (NİLKOOP) ilçede tarım bilincini geliştirmek ve vatandaşların tarımla bağını güçlendirmek amacıyla düzenlediği “Fide Bizden Ürün Sizden” kampanyası yoğun katılımla tamamlandı. Üç gün süren kampanya boyunca, Nilüferli çiftçiler tarafından yetiştirilen 310 bin yerel domates, biber ve patlıcan fidesi vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıldı.
Nilüfer Belediyesi Halk Evi önünde gerçekleştirilen fide dağıtımında, vatandaşlar ilk günden itibaren uzun kuyruklar oluşturdu. Fideleri alan vatandaşlar, bahçelerinde, balkonlarında ya da teraslarında organik sebze yetiştirme imkanına kavuştu. Kampanyanın her yıl artan bir ilgiyle devam etmesinden mutluluk duyduğunu belirten Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Kentimizde tarımsal üretimi destekleyen, tarım bilincini artıran ve Nilüferlilerin doğayla olan bağlarını güçlendiren projelerimizi önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz” dedi.
News
