Menajer Ayşe Barım soruşturması aşamasında tanık olarak anlatım veren sanatçılar Halit Ergenç ile Rıza Kocaoğlu, haklarında ‘yalan tanıklık’ suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması için İstanbul Adliyesi’ne geldi. Adliye koridorunda yoğun ilgi ile karşılaşan sanatçılar, “İçeri gireceğiz, vazifemizi yapacağız” dedi.
HALİT ERGENÇ: ‘AYLIK GELİRİM 300 BİN LİRA’
İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, kimlik tespitinin ardından Halit Ergenç aylık gelirini 300 bin, Rıza Kocaoğlu da 200 bin lira olarak söyledi.
‘YALAN SÖYLEMEDİM’
Duruşmada savunma yapan Halit Ergenç, “Bir suçum olmadığını düşünüyorum çünkü yalan söylemedim, bana sorulan sorulara yanıt verdim. Ben yalan beyanda bulunduğumu düşünmüyorum. Benim ifademe Ayşe Barım dosyasında başvuruldu. Mehmet Ali alabora, Osman Kavala ve Çiğdem Mater’i tanıyıp tanımadığım soruldu. Ben Alabora’yı konservatuvar yıllarımdan tanıdığımı söyledim. İş ortamlarında karşılaştığımı söyledim. Onun dışında samimiyetim olmadığını söyledim.” dedi.
‘GEZİ PARKINDA AĞAÇLAR KESİLMESİN DİYE BULUNDUM’
Hakim Ergenç’e, Alabora ile görüşmelerinden bahsederken “Peki görüşmeniz, devlete karşı çökertme girişiminiz oldu mu?” diye sordu. Ergenç “Hiçbir zaman böyle düşüncemiz olmadı.” diye yanıt verdi. Rıza Kocaoğlu da “Tanık olarak davet edildiğimizde detaylıca cevaplar vermeye çalıştım. Genel şekilde Alabora ile ilgili sorular soruldu, kendisini tanıdığımı, oyuncu sendikası başkanı olarak bildiğimi ancak irtibatım olmadığını söyledim. Çok umumi sorulardı, bu nedenle ne sorulduysa hatırladığım kadarıyla yanıt verdim. Aradan 12 yıl gibi uzun süre geçti, bu nedenle görüşüp görüşmediğimi hatırlamadığım için de görüşmedim dedim. Gezi Parkı olaylarından önce ve sonra irtibatım olmadığını beyan etmiştim. Ben tamamıyla Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmesi nedeniyle orada bulundum. Orada oluşan kalabalık benim evime fazla yakındı, ben de o nedenle katılmış oldum. Alabora’yla görüşmem sendika başkanı olması nedeniyledir.” dedi.
Terör örgütü PKK’nın kongresini toplamasının ardından DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu’ndan izah yapıldı. “Tarihi bir eşik: Barışın ve kardeşliğin yeni şafağı” başlıklı açıklamada, “Bugün Türkiye yakın tarihinin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi bir tanıklık içindeyiz.” denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
1. PKK’nin tarihi kongre kararlarıyla beraber elli yıllık çatışmadan sulh ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır.
2. Öncelikle, uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık keder deneme hepimize göstermiştir. Bugün Türk’ün, Kürt’ün, Çerkez’in, Arap’ın, Alevi’nin, Sünni’nin, tüm kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz; tüm yitirdiklerimizin anısını mübarek bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz.
3. Şimdi, ortak ve eşit ömür iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete, evrensel hukuka derinden inanma, demokratikleşme için çalışma ve adımlar atma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkarın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil beraber ve eşit yaşamın sesi yükselsin.
4. Onurlu bir sulh ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz.
Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi yükselmelidir. Toplumsal barışın inşası için Meclis’in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihî adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini beraber kurmak, şu lahza en temel sorumluluğumuzdur.
5. Bu tarihi anda, Türkiye’nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkinin de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır.
6. Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’a; barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki Türkiye’nin barışı Ortadoğu’ya umut, dünyaya ilham olsun.
7. DEM Parti olarak, Mezopotamya ve Anadolu halklarına mübarek bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla ruhsat vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları ve taşıyıcıları olacağız.
8. Bugün bir yandan aka bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Ülker Önder’i bir kere daha anarak tamamlıyoruz.
Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz.
Kemer Belediyesi’nin ana sponsorluğunda bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan Corendon Airlines Tahtalı Run To Sky yarışları öncesinde basın toplantısı düzenlendi.
Corendon Playa Kemer Otel’de düzenlenen basın toplantısına, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Meclis Üyesi Cansın Efir, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı İlhan Arıdıcı, Kemer Turizmci ve İş İnsanları Derneği (KEMİAD) Başkan Yardımcısı Özkan Çakmak, Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı (KETAV) Yönetim Kurulu Üyesi ve Olympos Teleferik Genel Müdür Yardımcısı Haydar Culfa, Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Ali Şenkaynağı, yarış koordinatörü Polat Dede, Fraport Tav Antalya Airport Kurumsal İletişim Direktörü Berrin Toker, Corendon Airlines Kurumsal İletişim Müdürü Pınar Pehlivan, Sky Runner Series Başkan Yardımcısı Morgan Pilley, sporcular ve basın mensupları katıldı.
Kemer Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılacak olan organizasyon, Türkiye’nin ilk skyrunning yarışı olma özelliği taşıyor.
Bu yıl ilk Skyrunner Word Series 2025 takviminde yer alacak olan yarışlar, 65 kilometrelik Berg Sky Race, 27 kilometrelik Run To Sky ve 12 kilometrelik KemerRun kategorilerinde yapılacak ve 25 ülkeden 500 sporcu ter dökecek.
Basın toplantısında konuşan Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Corendon Airlines Tahtalı Run To Sky yarışlarının doğa, spor ve turizmin birbiriyle uyumlu olduğu bir organizasyon olduğunu söyledi.
Yarışların Kemer’de düzenlenmesinin büyük bir gurur kaynağı olduğuna işaret eden Kaymakam Solmaz, “Organizasyonu dünya klasmanına taşıyabilmek ve sürdürülebilir olması çok önemli. Organizasyonda emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Yarışlara katılacak olan sporculara da başarılar diliyorum.” dedi.
Kemer Belediye Meclis Üyesi Cansın Efir ise yarış için gelen sporcuları ve diğer paydaşları Kemer’de ağırlamaktan dolayı mutluluk duyduklarını söyledi.
Organizasyona Kemer Belediyesi olarak destekçi ve ev sahibi olmanın çok önemli olduğuna işaret eden Efir, “Turizm Kemer için tek geçim kaynağı ve eskisi gibi sadece deniz, kum ve güneş değil. Artık eğlence, sanat ve sporun iç içe olduğu bir sektör. Kemer Kaymakamlığı, Kemer Belediyesi, Kemer Turizm Komitesi ve diğer paydaşlar olarak elimizden geldiği kadar bu tür organizasyonlara destek oluyoruz. Hafta sonu yarış dışında organize edilen DJ partileri, dans ve açık hava sinemasıyla tatil ve yarış için gelen misafirlere değişik bir deneyim yaşatmak istiyoruz. Kemer turizmini bir adım daha öne çıkarmak için çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan da yarışların sürdürülebilir olması Antalya ve Kemer’in spor turizmine büyük katkı sağladığını belirterek, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ettiğini söyledi.
Yarış Koordinatörü Polat Dede ise yarışlar ve parkurlar hakkında teknik bilgiler vererek, organizasyona ev sahipliği yapan Kemer Belediyesi ve Kemer Kaymakamlığı başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ettiğini kaydetti.
Basın toplantısının ardından protokol üyeleri hatıra fotoğrafı çektirdi.
Menajer Ayşe Barım ile ilgili ‘Gezi’ soruşturmasında ‘tanık’ olarak anlatım veren oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun ‘yalan tanıklık’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı davanın duruşması bugün İstanbul Adliyesi 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Ergenç ve Kocaoğlu adliyeye geldi.
Kentte, 2015 yılında kaldırımdayken otomobilin çarpmasıyla yaralanan ve 2023’te beyninde kalıcı hasar olduğu kesinleşen, o devre 9 yaşında olan İdal Tekin’in ailesi, karşı tarafa dava açtı. Mahkeme, 2025’te Tekin ailesi lehine karar vererek karşı tarafı maddi ve manevi tazminata mahkum etti. Davanın sonuçlanmasının ardından İdal Tekin’in babası Mehmet Tekin ve ailesi ile avukatları Yasin İçli, yabancı numaralardan tehdit telefonları aldı. Aile ve avukat İçli, karşı taraftan tehditlerle ilgili şikayetçi oldu ancak yabancı numaraların tespiti ile ilgili henüz sonuç alınamadı.
6 Mayıs’ta akşam saatlerinde avukat Yasin İçli, karşı tarafla tazminat konusunda uzlaşmak üzere Kayapınar ilçesi Mezopotamya Mahallesi’nde bir plazadaki avukatlarının bürosuna gitti. Mehmet Tekin ise çağrılmasına rağmen gitmedi ve telefonla görüşmeyi tercih etti. Tekin’in telefon görüşmesinden kısa süre sonra karşı taraftan M.K., yanında getirdiği tabancayla avukat İçli’ye ateş etti. Kurşunlar Yasin İçli’nin iki bacağına isabet etti. M.K. kaçarken, ihbarla adrese sıhhat ve polis ekipleri sevk edildi. Avukat İçli, ilk müdahalenin ardından Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi gören avukat Yasin İçli’nin sıhhat durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kaçan şüphelinin yakalanması için çalışma sürüyor.
‘İKİ BACAĞIMA İSABET ETTİ’
DHA muhabirinin telefonla görüştüğü avukat Yasin İçli, M.K.’nin hadise anına kadar fazla sakin olduğunu ve birdenbire tabancayı çıkarıp kendisine ateş etmeye başladığını belirterek, “4-5 el ateş etti. İki bacağıma da isabet etti. Bir ay önce yabancı numaralardan tehdit edildiğim için ben karşı taraftan şikayetçi de olmuştum. Ancak yabancı numaraların tespiti zor olduğu için henüz bir sonuç elde edilemedi” diye konuştu.
‘DAVACI OLANA KADAR ARAMADILAR’
Kızı İdal’in beyninde kalıcı hasar oluştuğunun 2023’te kesinleşmesinin ardından maddi ve manevi tazminat davasını açtıklarını ve 10 Mart 2025’te davayı kazandıklarını söyleyen Mehmet Tekin, “2015’te 9 yaşında olan kızıma, kaldırımdayken 17 yaşlarında gencin birinin çarpıp kaçmasıyla her şey başladı.
Kızım arkadaşlarıyla kaldırımda oyun oynuyordu. 90 kilometre hızla gelen genç sürücünün kaldırıma çıkarak vurup, kaçtığını söylediler. Biz de karakola gidince, kazayı yapanın genç kız olduğunu duyduk. Sonra şikayetçi olduk. Olay yeri inceleme ekipleri geldi, görgü tanıkların ifadesiyle vuran kişinin 17 yaşında bir erkek olduğunu söylediler. 2015 yılında karşı yan ve bizim aile büyüklerimiz aracı oldular.
Biz onları kırmadık ve kapımızı açtık. Bize, ‘Artık hasta bizim hastamız, bundan sonra biz ilgileneceğiz. Sonuna kadar biz buradayız’ dediler. Biz davacı olana kadar hiçbir zaman bizi sormayıp, aramadılar. Uzun yıllardır sıhhat problemi olduğu için de davacı olamamıştık. Beyninde kalıcı hasar olduğu tespit edilince 3 Ocak 2023’te maddi ve manevi tazminat davası açtık, 10 Mart 2025’te kazandık. Biz davacı olduktan sonra bizi arayıp davadan vazgeçmemiz için tehdit ettiler. M.K. tarafından bana ve avukatıma ölüm tehditleri geldi. Biz ciddiye almadık. Daha sonra artan tehditler nedeniyle yeniden şikayetçi olduk” ifadelerini kullandı.
Avukatının vurulduğu günü anlatan Tekin, “Maalesef uzlaşma bahanesiyle kendi avukatının bürosuna çağırarak silahlı saldırıda bulundu. Ben ve ailem ölümle tehdit ediliyoruz. Daha önce de şikayette bulunmuştuk. Silahlı saldırıdan sonra da Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduk. Avukatımın ölüm tehlikesi şu lahza yok fakat yaralanan yerin kanaması olduğunu öğrendim. Kızımın beyninde şu lahza kalıcı hasar bulunmaktadır. Mahkeme sonuçlanana kadar da karşı taraftan herhangi bir iletişim olmadı. Mahkeme sonuçlanınca geri çekilmemiz için yurt dışı numaralardan tehdit edildik. Bununla alakalı avukatım savcılığa suç duyurunda bulunmuştu. Olay günü bana ulaştılar ve avukatımın karşı tarafın avukatının bürosunda buluştukları ve telefonla katılmamı istediler. M.K. ile konuştuk ve olayı anlattım. Haklı olduğumu söyledi. Benimle tanışmak ve çay içmek istediğini söyledi. Ben bunların kişiliğini bildiğim için görüşmeyi reddettim ve orada bulunan avukatlarla oturup anlaşmalarını söyleyip, konuyu kapatmalarını söyleyip telefonu kapattım. 15 dakika sonra bana avukatımın vurulduğu bilgisi geldi. Bu kişinin yargılanmasını talep ediyorum” dedi.
News
