DOLAR 39,9013 -0.01%
EURO 46,8881 -0.13%
ALTIN 4.206,020,14
BITCOIN 43331371.24113%
İstanbul
25°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Tülay Hatimoğulları'ndan 'süreç' ile ilgili yeni açıklama

Tülay Hatimoğulları'ndan 'süreç' ile ilgili yeni açıklama

Süreçle ilgili açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bizler bunu başarabilirsek Türkiye coğrafyasında biliyoruz ki sadece Türkiye'de değil biz aynı zamanda Orta Doğu'nun barışına öncülük edebilecek durumda oluruz" dedi.

ABONE OL
30 Haziran 2025 00:00
Tülay Hatimoğulları'ndan 'süreç' ile ilgili yeni açıklama
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hatay’da Samandağ Belediyesinin organize ettiği Samandağ Kitap Fuarı’nda düzenlenen panele katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları’nın konuşmasından öne çıkan konular şöyle: 

*Bugün 3. Dünya Savaşı’nın arifesinden geçtiğimiz bir dönemde koşulların aynen birinci ve ikinci Dünya Savaşı koşullarına benzediğinin altını çizmeliyiz fakat farklılık şu; silahlar fazla daha fazla gelişti ve dünya biyolojik silahlarla, siber savaşlarla, biyolojik savaşların yanı dizi biliyorsunuz İran-İsrail Savaşı’nda fazla açığa çıktı, nükleer silahların tehdidi altında.

*Yani bugün nükleer silah kullanıldığında hangi ülkede kullanıldığının önemi yok. Kocaman bir bölgenin, birçok ülkenin etkileneceğini fazla iyi biliyoruz.

*Böylesi bir zamanda bizim sınırları tanımayan, sınırları görmeyen, aşan, enternasyonalist, güçlü bir sulh hareketine ihtiyacımız olduğunun altını bilhassa çizmek isterim. Ve tabii ki bu mücadeleyi kendi ülkemizin sınırlarından başlatmak durumundayız. 

*Barış ve demokratik toplum çağrısı, sulh ve demokratik toplumun bugün gündeme gelmiş olmasının en önemli nedenlerinden birinin, bahsettiğim küresel gelişmeler, bahsettiğim siyasal gelişmeler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda daha fazla konuşmaya, daha fazla tartışmaya ihtiyacımız var.

*Ve biz şundan eminiz ki Türkiye’nin kendi iç barışını oluşturması Türkiye’nin kendi iç adaletini, özgürlüklerini, demokrasisini inşa etmesi demek; Türkiye’nin her anlamıyla halklar arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendirmesi, 86 milyon yurttaşımızın eşit yurttaşlık hakkı temelinde Türkiye’de yaşayabilmesi demek.

*En önemlisi bizler bunu başarabilirsek Türkiye coğrafyasında sadece Türkiye’de değil biz aynı zamanda Orta Doğu’nun barışına öncülük edebilecek durumda oluruz.

“TÜRKİYE NE YAZIK Kİ EN KÖTÜ DÖNEMLERİNDEN BİRİNİ YAŞIYOR”

*İç siyaset bakımından da şu lahza Türkiye ne yazık ki en fena dönemlerinden birini yaşıyor. Baskıların arttığı, siyasetçilerin gözaltına alınıp tutuklandığı, seçilmişlerin gözaltına alınıp tutuklandığı, kayyımların atandığı, yerel yönetimlerin ve seçimlerin yok sayıldığı bir süreçten geçiyoruz.

*Bugün biz sulh sürecini bu ülkede tesis edeceksek sulh süreci ne sadece Kürt’ün barışı ve demokrasisi olur ne sadece DEM Parti’nin barışı ve demokrasisi olur. Bu Türkiye halklarının tamamının barışı ve demokrasisi olmak zorundadır. Bu nedenle biz bilhassa bu süreci yürütürken Türkiye’de başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalif partilerle, emek meslek örgütleriyle, ittifak güçlerimizle, sol sosyalist yapılarla, bileşenlerimizle ve Türkiye’de farklı ideolojilerden olan siyasi parti, oluşumlar, STK’lar, demokratik kitle örgütleri her kesimle 7/24 görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

*Çünkü biz biliyoruz ki ne sulh ne demokrasi hiç kimseye altın tepsiyle sunulmaz. Biz bunu örgütlenerek, mücadele ederek kazanabiliriz ve bu buluşmalarımızda Alevi toplumuyla Türkiye’nin dört bir yanında ve merkezi olarak Alevilerin federasyonu ve konfederasyonlarıyla ortak çalışmalar yürüttük.

“EN ÖNEMLİ OLAN ADIM YARGININ BAĞIMSIZLIĞI”

En son ben ve benzer başkanımız Tuncer Bakırhan’la beraber heyetimizle şu anda tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ve gene Hatay’ın onuru ve şu Can Atalay’ın içinde olduğu fazla sayıda siyasi kesimle temsilci ile cezaevlerinde görüşmeler yaptık. Bunu daha geçen hafta gerçekleştirdik ve oradan hem Sayın İmamoğlu’nun verdiği mesaj hem bizlerin verdiği mesaj ‘Barış, demokrasisiz olmaz.’ Demokrasi bir kesime olmaz demokrasi herkese olmak zorundadır. Bugün seçilmişlerin hapishanede olduğu bir dönemde Türkiye’nin demokratikleşmesinden bahsetmek us dışıdır ve demokrasiyi tesis edebilmek için bir kere en önemli olan adım yargının bağımsızlığı ve yargının gerçekten siyasi hegemonya’dan kurtularak yargının hukuka dayalı bir şekilde karar vermesinin sağlanması.

“AİHM’İN KARARI ACİL BİR BİÇİMDE YAŞAMA GEÇMELİDİR”

Acil adımlar bunun için yasa değiştirmeye, bunun için yeni yasa ihdas etmeye gerek yok. Bugün AİHM kararlarının hayata geçmesi demek, AYM kararının hayata geçmesi demek Can Atalay’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Selahattin Demirtaş’ın ve arkadaşlarının, Osman Kavala ve tüm gezi tutsaklarının serbest kalması demektir ve bunun yapılması için Türkiye’nin yan olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin gereği olarak AİHM’in kararı acil bir biçimde yaşama geçmelidir. Yine önemli konulardan biri siyasi mahpusların özgürlüğü. 

Kayyum yasası lağvedilirse de belediye başkanları ve benzer başkanları serbest bırakılıp hepsi vazife iade edilse de bu fazla önemli bir adımdır. Ama tüm bunların toplamına baktığımızda Türkiye biricik başına demokratikleşir mi? Buna ne yazık ki evet diyemeyiz. Türkiye’nin demokratikleşmesi için bu ülkede yaşayan tüm farklı halkların ve inançların, 72 milletten insanın, yurttaşımızın bir kere eşit yurttaşlık hakkı temelinde hem lisan hem inanç özgürlüğüne kavuşabilmesi, eşit kardeşlik ilkesi çerçevesinde hayatın devam etmesini tesis etmek önemlidir. Demokratikleşmenin yolunda olmazsa olmazlarımızdan birisi yargı bağımsızlığı ve yargının hukuki olarak işlemesidir.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP