Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve aralarında Genel Başkan Başdanışmanı Çınar Coşkunserçe, partinin Genel Başkan Yardımcıları Uğur Batur, Suzan Küçüksaraç, Ülkü Özkaya’nın da bulunduğu heyet, Ankara’da Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti.
Özdağ ve parti heyetini, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ağırladı.
Görüşmede Gazeteciler Cemiyeti hakkında bilgi veren Bilgin, ”Her kurumun olduğu gibi bizim de kırmızı çizgilerimiz mevcut elbette. Gazeteci olmak yetmiyor. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyetin temel ilkelerine, demokrasiye ve Atatürk ilkelerine canı gönülden bağlı olmayan hiçbir şahıs bu çatı altında bulundurulamaz. Bu bizim Cemiyet’imizin kırmızı çizgisidir. Bunu da övünerek 80 yılı geçen bir sürede hep söyledik, söylemeye de devam edeceğiz” dedi.
Bilgin, STK ve derneklerin siyasi partilere yardımcı olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu ülkede siyaset yapan tüm siyasetçilere Allah kolaylık versin diliyorum. Zor amel çünkü biricik bacağı olmayan bir demokraside, demokrasiyi savunan insanların işi zor. Onun için onlara özellikler sivil toplum kuruluşlarının destek olmaları, yardımcı olmaları lazım. Hatta kol kola girip beraber mücadele etmeleri lazım. Biz bu mücadelenin her zaman yanındayız ve bu mücadeleyi yapan tüm siyasi partilerle kol kola gireriz. Ama söylediğim gibi; cumhuriyet düşmanlarıyla ve Atatürk ilkelerinden uzakta olan, bu bayrak altında yaşamaktan haysiyet duymayan kişilerle bırakın kol kola girmeyi elimizi bile uzatmayız” diye konuştu.
Bilgin’den sonra konuşan Özdağ’da cezaevinde yaşadığı süreçleri aktararak, “5 ay kadar kaldım içeride. Bir Meclis Genel Kurulu’nda bu kadar fazla milletvekili görmüştüm, birde Silivri’de bu kadar fazla milletvekili ile karşılaştım. Silivri, 19 Mart’tan sonra korkunç bir milletvekili akımına uğradı” dedi.
Türkiye’de muhaliflere yönelik ”düşman ceza hukuku” uygulandığını öne süren Özdağ, “Anayasanın 10’uncu maddesi askıya alınmış. Anayasanın 10’uncu maddesinde; siyasi görüşünüz, mezhebiniz, dininiz, ırkınız ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yasalar önünde eşittir diyor. Hayır değil. Birileri eşit, birileri değil. Birilerine hasım ceza hukuku uygulanıyor, birilerine yasalardaki hukuk yumuşatılarak uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin gündeminde olan yargılamaların kamuoyu açısında inandırıcılığı olmadığını belirten Özdağ, “Bana soruyorlar, ‘Sen Ekrem İmamoğlu’na kefil misin?’ diye. Hayır değilim. Suçlamaların yalan mı doğru mu olduğunu bilmiyorum. Ama şunu biliyorum; Melih Gökçek’i yargılamadığınız bir Türkiye’de Ekrem İmamoğlu’nun yargılanması inandırıcı değil. Cumhurbaşkanlığına namzet olmasaydı tutuklanmayacağını da biliyorum. Demek ki siyasi bir kavga var. ‘Yargının araçsallaştırılması’, ‘bağımsız yargı’ kavramları artık durumu izah etmiyor. Durumu izah edecek biricik kavram, ‘düşman ceza hukuku’ kavramı. Hatta bunun bile yetersiz olduğunu söyleyip, şunu söyleyenler var: ‘Düşman ceza hukukunda bir hukuk vardır. Burada o da yok’.” şeklinde konuştu.
İktidar partisinin oylarında düşüş olduğunu vurgulayan Özdağ, ”Düşman ceza hukuku uygulamaları sürdürülebilir değil. Sonunda bir seçim olacak ve bu iktidar gidecek. ‘Seçim oyunlarıyla kazanırlar’ falan… yüzde 1’de, 3’de seçim oyunu yaparsınız fakat yüzde 10, yüzde 15 gerideyseniz seçim oyunu yapamazsınız. Öyle bir döneme girmiş durumdayız” dedi.
Siyasilere yönelik tutuklamaların toplumda öfke yarattığını ve iktidarın tansiyonu düşürmek için herhangi bir adım atmadığını dile getiren Özdağ, ”Bir öbür ebat tabii toplumda korkunç bir mağduriyet ve öfke yaratıyor. Oysa öfke sağlıklı bir şey değil. İntikam isteği yaratıyor bu da sağlıklı değil. İktidarın yapması gereken bu intikam hislerini ortadan kaldırıcı siyasete dönüş. Ama aksine intikam hissini arttırıcı, mağduriyeti arttırıcı bir siyaset izlemekte ısrar ediyorlar. Tansiyonu düşürmek o kadar kolay ki. Beylikdüzü Belediye Başkanı’nı serbest bıraksınlar muhakkak tansiyon düşüşü olacak. Adam ölüyor içeride. Ayşe Barım, 30 kilo vermiş. Hem beyninde bir sıkıntı var, hem kalbinde bir sıkıntı var. İki de bir düşüp bayılıyormuş hücrede. Aşağı inerken düşse bayılsa, ölse bunun izahı yok. Durum ne yazık ki her geçen gün baskının teyit edildiği, ‘böyle devam edeceğiz’ düşüncesinin teyit edildiği ortamda yaşamaya devam ediyoruz fakat mücadele de devam ediyor” diye konuştu
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
14 dakika önceGÜNDEM
44 dakika önceGÜNDEM
1 saat önce