6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’nde bulunan Ebrar Sitesi’ne ait Güvenç Apartmanı yıkıldı. Enkaz altında kalan 96 şahıs hayatını kaybetti, 6 şahıs ise yaralı olarak kurtarıldı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan davada, müteahhit Ahmet Kara, “bilinçli taksirle birdenbire fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olma” suçundan 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Başsavcılık, kamu görevlileri hakkında da soruşturma izni talebinde bulundu. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi’nin kararıyla 16 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verildi.
Bunun üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame hazırlandı. ANKA Haber Ajansı’nın ulaştığı iddianamede, dosyada yer meydan bilirkişi raporuna göre kamu görevlilerinin “tali kusurlu” olduğu anlatım edildi.
Binanın inşa edildiği dönemde, Kahramanmaraş Belediyesi İmar İşleri Müdürlüğü’nün bina proje ve kontrol birimlerinde vazife yapan ve inşa sürecinde lüzumlu kontrol, ruhsat ve tasdik işlemlerini gerçekleştiren Çetin Hurşitoğlu, Zeynel Abidin Şerefoğlu, Hacı Mehmet Güner, Mehmet Dişçeken, Osman Yaşar Dağıstanlı, Melike Özdemir, Hülya Çelik, Fatih Diş, Cengiz Şirikçi, Emre Arıkan, Alper Erayman, Mehmet Enver Erdal, Mustafa Kireçci, Ali Aksoy, Mehmet Tapar ve Ahmet Tüfekçi hakkında kamu davası açıldı.
İddianamede, sanıkların savunmalarında üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri belirtildi. Ancak bilirkişi raporu ve dosya kapsamı beraber değerlendirildiğinde, dönemin Kahramanmaraş Belediyesi İmar İşleri Müdürlüğü bina proje ve kontrol birimlerinde vazife yapan sanıkların, görevlerini ihmal ettikleri ve mevzuata aykırı bina projelerine tasdik verdikleri tespit edildi.
İddianamede, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer meydan “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen, bu neticenin gerçekleşmesi durumunda bilinçli taksirle cezalandırılacağı” hükmüne atıfta bulunuldu.
Ayrıca, sanıkların yürüttükleri görevler, sahip oldukları mesleki bilgi ve sorumluluk ile Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeği dikkate alındığında, eylemlerinin sonuçlarını öngörmeleri gerektiği vurgulandı. Buna rağmen, yapıyı ve yapıya ait projeleri yasa ve yönetmeliklere müsait şekilde denetlenmediği aktarılan iddianamede, sanıkların eylemlerinin “bilinçli taksir” kapsamında değerlendirildiği belirtildi.
Savcılık, sanıkların “bilinçli taksirle birdenbire fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasana sebep olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapse çarptırılmalarını ve ayrıca ilgili meslekleri icradan yasaklanmalarını talep etti. Önümüzdeki süreçte kamu görevlilerinin yargıç karşısına çıkması bekleniyor.
Yıkılan binada annesini ve üç kardeşini kaybeden müşteki Emine Biçici, süreci ANKA Haber Ajansı’na şöyle değerlendirdi:
“Geç kalınmış bir karar olsa da biz adaletin bizler ölmeden yerini bulmasını istiyoruz. Asıl suçlular, imzayı atanlardır. Sonuçta yaşadığımız ülkede kafamıza göre işlem yapamıyoruz; bir ürün alırken bile kaç tane evrak imzalıyoruz. Kaldı ki, hane yapmak ve inşa etmek için en ince detayına kadar dikkat edilmesi gerekiyordu. Yuvamızın, bu kadar ihmalkarlık yüzünden ölümümüze sebep olmasına ortak olan herkes sorumludur. En üst düzeyde ceza almalarını umuyoruz.”
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
11 dakika önceGÜNDEM
41 dakika önceGÜNDEM
1 saat önce