Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı BBP’nin umumi başanı Mustafa Destici ‘Terörsüz Türkiye’ ve yeni Anayasa sürecine dair eleştirilerine devam ediyor. Destici terör örgütü PKK’nın hala silah bırakmadığının altını çizerek, “Terörden daha tehlikeli olan siyasi bölücülüktür. Terör yoluyla bizi bölememişlerdir. Bizi şimdi siyasi bölücülükle bölmeye çalışıyorlar.” dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde 5 ay geçmesine rağmen PKK terör örgütünün silah bırakmadığını ve kendini feshetmediğini söyledi. Destici, “Terörden daha tehlikeli olan siyasi bölücülüktür. Terör yoluyla bizi bölememişlerdir. Bizi şimdi siyasi bölücülükle bölmeye çalışıyorlar. Biz Büyük Birlik Partisi olarak çok netiz. Bizi bölecek, ayrıştıracak bizi birbirimize kırdıracak hiçbir şeye evet demedik ve asla demeyiz. Dibini görmediğimiz kuyudan ab içmedik ve içmeyeceğiz” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisi tarafından Erzurum’da düzenlenen ‘Doğu Anadolu Çalıştayı’na katıldı. Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü Nene Hatun Salonu’nda konuşan Destici, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Hükümetle 600 bin kamu işçisini kapsayan toplu amel sözleşmesinde sendikaların grev kararı alma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirten Destici, “600 bin kamu işçimizin toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyor. Henüz hükümetle sendikalar uzlaşabilmiş değil. Bu şartlarda uzlaşmaları da zor gözüküyor. Türk-İş acil olarak başkanlar kurulunu toplantıya çağırdı. Bir grev kararı alma ihtimalleri çok yüksek. Haklıdırlar. Sonuna kadar haklarını savunacaklar. İşçinin emeğine de sendikal hakkına da bu sendikal haklarını yasal çerçeve içerisinde kullanmasını da sonuna kadar doğru buluyoruz. Ve onların yanında olduğumuzu anlatım ediyoruz. En son dün hükümet teklifini yeniledi. Bu iki yıllık bir sözleşme. Ne verdi en son hükümet yüzde 16’lık teklifini ilk 6 ay için 17’ye çıkarttı. 1 puan artırdı. İkinci 6 ay içinde yüzde 8 olan teklifini yüzde 10’a çıkardı. Diğerleri aynen duruyor. Kamu işçileri 2 yıl önce yaptılar toplu sözleşmelerini. Maaşlarında büyük bir erime meydana geldi. Hükümet nasıl düşünüyor? ‘Bu ilk 6 ayda enflasyon ortalama yüzde 16-17 arası çıkacaktır. Ben bunu size veriyorum’ diyor. Biz de diyoruz ki ‘refah payı nerde?’ TÜİK’in açıkladığı rakamlara başından beri biz olumlu yaklaştık. Ama çarşı pazarın hali çok farklı. Hiç de öyle söylemiyor. Hükümete çağrımız şudur; ‘Enflasyon farkını verin ve üzerine de en az yıllık bir refah payı ekleyin anlaşmayı makul bir şekilde el sıkışarak tamamlayın ve bitirin” diye konuştu.
Asgari ücret ile en düşük emekli maaşı konusunda de görüşlerini açıklayan Destici, “Her yerde söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. Temmuzdan itibaren asgari ücretlimize mutlaka ve mutlaka fasıla zam verilmelidir. Asgari ücret tespit komisyonu behemehâl toplanmalıdır. Ara zam sadece 6 aylık enflasyon farkıyla kalmamalıdır. Asgari ücret en az yüzde 30 artırılmalı ve 28 bin 600 TL’nin üzerine çıkarılmalıdır. Emeklilerdeki adalet kaybı düzeltilmeli. Emeklilerimiz ve özellikle en düşük emekli maaşı alanlar için yukarıya doğru bir iyileştirme yapılmalı. Hak mağduriyeti ortadan kaldırılmalı ve en düşük emekli maaşı 25 bin TL seviyesine getirilmelidir” dedi.
Mustafa Destici, Türkiye’nin 40 yıldır terör örgütüyle mücadele ettiğini belirtti. Terörün Türkiye’ye maaliyetinden bahseden Destici, en fazla bedeni Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ödediğini söyledi.
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili de değerlendirmede bulunan Destici, “Süreç başladığında ne dendi ‘PKK şartsız, pazarlıksız müzakeresiz silahlarını bırakacak, teslim olacak ve kendini feshedecek.’ Bunu kim istemez, herkes ister. Ama 5 ay geçti ne PKK silah bırakıyor ne PKK kendini feshediyor. Pazarlık yapıyor, müzakere ediyor, anlaşmaya çalışıyor. Ne istiyor? Siyasi bölücülüğe devam ediyor. Siyasi bölücülük adına birtakım taleplerde bulunuyor. Meclis’te diyor komisyon kurulsun, Anayasa değiştirilsin. Peki ne için değişecek Anayasa? Biz de Anayasa’nın değişmesini istiyoruz. Yeni bir Anayasa istiyoruz. Türkiye’nin darbe anayasasından kurtulmasını istiyoruz. Ama bunlar onu istemiyor. Bunlar diyor ki; Anayasa değişsin bu bayrağın yanına bir bayrak gelsin. Bu dilin yanına bir lisan gelsin. Bir özerk bölge olsun. Bu milletin adı değişsin. Yani bunun gibi siyasi bölücülük içeren talepleri var. Biz bu ülkede hangi etnik kökene mensup olursa olsun bütün kardeşlerimizin kendi ana dillerinde doğuştan gelen dilleriyle konuşmalarının analarının beyaz sütü gibi helal olduğuna inanıyoruz. Ama her devletin resmi bir dili olur. Bundan taviz verenler, Irak gibi olur, Suriye gibi Afganistan gibi olur. Bu ülkenin birliği bizim vazgeçilmezimizdir. Bu ülkede özerk bölgeler oluşturulacak olursa bu ülke eyaletlere bölünecek olursa bu ülkenin sonu da Afganistan, Suriye gibi olur, Irak gibi olur, Filistin gibi olur. Bunları hiç birimizin aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.”
Terörden daha tehlikeli olanın siyasi bölücülük olduğunu kaydeden Destici, “Terör yoluyla bizi bölememişlerdir. Bizi şimdi siyasi bölücülükle bölmeye çalışıyorlar. Biz Büyük Birlik Partisi olarak çok netiz. Bizi bölecek, ayrıştıracak bizi birbirimize kırdıracak hiçbir şeye evet demedik ve asla demeyiz. Dibini görmediğimiz kuyudan ab içmedik ve içmeyeceğiz. Önce silahını bıraksın. Sonra kendini feshetsin. Biz onların samimiyetine güvenmiyoruz. Ne zaman güveniriz? Gelirler bu salondaki Kürt, Türkmen, Zaza bütün kardeşlerimiz gibi şu ay yıldızlı kırmızı bayrağın önünde İstiklal Marşı’nı söyler, bayrağı öper, o zaman inanırız” dedi. Destici, partililerin alkışları arasında kürsüdeki Türk bayrağını öperek çağrısını tekrarladı.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
13 dakika önce