Konya Barosu’na kayıtlı avukat Eyyüp Çataloğlu, 10 Nisan tarihinde müvekkilinin otomobilini yaptırdığı tamirhane sahipleriyle ilgili daha önce dolandırıcılık suçundan şikayetçi olduğu, daha sonra da tehdit ve hakaret suçlarından ikinci bir şikayet için gittiği Özalkent Polis Merkezi’ndeki görevlilerden önceki anlatım tutanaklarını istedi.
İddiaya göre görevlinin talebi reddetmesi üzerine Eyyüp Çataloğlu, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Avukatlık Kanunu’ndaki haklarını hatırlattı. Bunun üzerine müvekkilinin olayı yaşadığı semtin polis merkezine gitmesi söylendi. Çataloğlu da şikayetlerinin daha önceki olayın devamı olduğunu belirtti. Tutanak tutmak isteyip, görevli polis memurundan şikayetçi olmak istediği sırada dışarıya çıkartıldığını belirten Eyyüp Çataloğlu, “Müvekkilim 29 Mart tarihinde aynı karakolda anlatım veriyor. İfadesinden ötürü karşı taraftan kişiler müvekkilimin yolunu kesip, bir ödeme yapmasını ve ifadesini değiştirmesini söyleyip tehdit ediliyor. Bu süreçte de müvekkilim benden hukuki yardım almak istiyor. Daha önce o karakolda ifadesi alınması nedeniyle ilave anlatım için aynı karakola gidiyoruz. Daha önce verilen tahkikat dosyasının bir örneğini talep ediyorum. Bu da CMK’nın 153’üncü maddesine göre kanuni hakkım, çünkü o dosyayı inceleyip müvekkilime bilgi vereceğim. Komiser rütbeli görevli polis memuru ise ukala bir şekilde ‘veremeyiz adliyeden alırsın’ yanıtını veriyor. Talebimi yineliyorum, yasa maddesine göre dosyayı almaya hakkımın olduğunu söylüyorum. Hiçbir şekilde kanunu tanımaz bir şekilde tavrını devam ettirdi” dedi.
‘KOLUMU BÜKTÜLER’
Tutanak tutacağını belirtip şikayetçi olacağını söylediğinde karakoldan çıkartılmaya çalışıldığını söyleyen Çataloğlu şöyle dedi: “Görevli polis müvekkilime son olayın nerede yaşandığını soruyor. Müvekkilim de Yazır Mahallesi’nde yaşandığını söylüyor. Sonra o karakolun vazife alanı dışında olduğunu söylüyor. Biz de daha önceki tahkikata ilave ifadede bulunacağımızı söylüyorum. CMK’nın 158’inci maddesine göre de istediği karakola şikayette bulunabilir. Başvurulan ilk kurumlar savcılığa şikayet dilekçesini gönderirler. Bunu da belirtiyorum, daha önceki tahkikatın o karakolda olduğunu söylüyorum. Müvekkilime de karşı taraftan tehdit var, can güvenliği de tehlikede. Hemen ifademizi verip ayrılmak istiyoruz. Komiser rütbeli polis memuru, ‘ifade almıyorum, dosyayı da vermiyorum’ şeklinde beyanı var. Ben de bir kağıt isteyerek bu muameleyi tutanak altına alıp, görevi kötüye kullanmaktan şikayetçi olacağımı söyledim. ‘ne yaparsan yap’ diyerek koluma girip beni odadan dışarıya çıkarmaya çalıştı. Ben de burası devletin karakolu tutanağımı burada tutacağım dedim. Kolumdan tutup çekiştirince öbür polislerden yardım istedim. Polis yok mu? Yardım edin diyorum. O sırada öbür bir sivil polis memuru ‘polis geldi’ diyerek öbür koluma girerek yaka paça karakolun giriş bölümüne çıkartıyorlar. Ben dokunmayın bana diyerek yasa maddelerinden bahsediyorum. Savcıyı arayın örneğin diyorum çünkü yasa maddelerini bilmiyorlar. O sırada mesleki dayanışma içerisindeki öbür polisler de geliyor. Ters kelepçe yapmaya çalışıp, kolumu büktüler. Bileğimi büktüler, darp raporumda da sabit. Sırtımda kollarımda morluklar, kızarıklıklar var. Karakolun amiri geliyor ona da derdimi anlatmaya çalışıyorum fakat kimse beni dinlemiyor. Karakoldaki birçok polis gelip olayı bilen bilmeyen herkes beni yaka paça çekiştiriyor.”
GÖRÜNTÜLERİN EKSİK GÖNDERİLDİĞİ İDDİASI
Polis merkezinden alınan görüntülerin kesildiğini, ses kayıtlarının da olmadığını öne süren avukat Eyyüp Çataloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Konya Barosu Avukat Hakları Merkezi’ni aradım. Avukat arkadaşlar karakola gelerek tutanaklarını tutuyorlar. Kamera kayıtlarının muhafaza altına alınmasını istiyorlar. Aynı gün Konya Baro Başkanı Oktay Unkur da Başsavcılığı bilgilendiriyor ve bir savcı görevlendirilerek kamera kayıtlarının muhafaza altına alınması sağlanıyor. Ertesi gün savcılıkta anlatım vererek, yargı görevini yaptırmama suçundan dolayı, şahsıma yönelik darp ve hakaret suçlarından şikayetçi oldum. 11 Nisan’da savcılık İl Jandarma Komutanlığı’na yazı yazarak kamera kayıtlarının muhafaza altına alınmasını istiyor. Jandarma kamera kayıtlarını gidip alması gerekiyor ancak karakol kayıtları vermiyor. 20 nisana kadar kamera kayıtları gelmiyor. Sonrasında gönderilen kamera kayıtlarını incelediğimizde tam olayın yaşandığı kısım kayıttan kesilmiş ve bozulmuş. Böylelikle kanıt karartıldığı ortaya çıkıyor. Savcılığın talimatına göre incelemeyi jandarmanın yapması gerekirken, görüntüleri Asayiş Şube Müdürlüğü’ne gönderiyorlar. Bununla ilgili de hukuki süreci başlatıyoruz. Karakol duvarında da sesli ve görüntülü kayıt yapılmaktadır yazıyor ancak savcılığa gönderilen görüntülerde seslerin de olmadığı ortaya çıkıyor. Bana söylenen hakaretler kayıt altına alınmamış. Görüntüler ses kaydı olmadan gönderilmiş. Benim darbedildiğim, çekiştirildiğim ana ilişkin kamera kaydında bozulmalar söz konusu ve tarih, saat ve ses kaydı yok. Savcılığa kamera kaydının bilirkişiye gönderilmesi konusunda başvurumuzu da yapacağız. Tarih, saat ve ses kaydı yok. Olayın yaşandığı ana ilişkin 1 dakikalık bölüm de kesilmiş durumda. Görevli polis memurları kanıt kararttığını anlıyoruz.”
News
