TİP Emek Bürosu üyesi İlayda Cantaş, eylemde yaptığı konuşmada, yüz binlerce kamu işçisinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını vurgulayarak, kamu çerçeve protokolünü eleştirdi. Cantaş, “Bu protokol işçiye değil, saraya sadakat belgesidir. Kiraların yüzde yüz arttığı bir ülkede kamu işçisi artık şehir çeperlerinde bile barınamıyor,” dedi.
Cantaş, kamu işçilerinin taleplerini şu şekilde sıraladı:
Brüt 1800 TL taban ücretHaftalık 40 saat çalışma süresiYemek ve servis haklarının geri verilmesiSosyal hakların yeniden tanımlanması
Ayrıca, darphanedeki sendika temsilcilerinin yetki oyunlarıyla işçilerin adalet kaybına uğradığını belirten Cantaş, “Bu hal işçinin cebine el uzatmaktır” ifadelerini kullandı.
EHP Sözcüsü Özge Akman ise iktidarın kamu işçilerine açlık sınırının gerisinde kalan maaşlar dayattığını belirterek, “Bu talepler aşırı değil, insanca yaşamın gereğidir. İşçiler bugün yalnızca ücret değil, itibar mücadelesi veriyor,” dedi. TÜRK-İŞ verilerini hatırlatan Akman, açlık sınırının 26 bin, yoksulluk sınırının ise 81 bin TL’ye ulaştığını vurguladı.
TİP adına konuşan Hasan Yüksel, hükümetin kamu işçilerini yok saydığını belirterek, “Kamuda tasarruf adı altında kısılan biricik şey işçinin öğle yemeği, servisi ve maaşı oldu. Bu kabul edilemez,” dedi.
TÖP İstanbul İl Sözcüsü Nilay Kuş ise vergide adaletin sağlanmadığını ve düşük gelirli kesimin ekonomik yükü sırtlandığını anlatım etti. Kuş, “Patronların borçları bir kalemde silinirken, kamu işçileri yoksullukla sınanıyor. Bu tabloyu kabul etmiyoruz” dedi.
Eylemde ortak açıklama yapan partiler, kamu çerçeve protokolünün işçilerin taleplerine göre yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu. İşçiler, “Bu mücadele yalnızca ekmek mücadelesi değil, aynı zamanda haysiyet mücadelesidir” diyerek eylemlerin süreceğini anlatım etti.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
36 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
2 saat önce