Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a gönderdiği mektupta, “335 kurşunla öldürülen 6 yaşındaki Hind Recep, dedesinin neşeyle gülen gözlerinin içinden operek veda ettiği 3 yaşındaki Rim gibi kaybettiğimiz 18.885 Gazzeli bebek ve çocuk için artık fazla geç. Ama hayatta kalmayı başarmış 1 milyonu aşan Gazzeli çocuk için hala bir şansımız var. Vakti çoktan geldi.” dedi.
Erdoğan mektubunda, “Sizi en samimi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Washington’da Beyaz Saray’daki buluşmamızda sizin samimi sohbetiniz ve zarif hane sahipliğiniz, üzerinden altı yıl geçmesine rağmen zihnimde hala tazeliğini koruyor. Baş başa yediğimiz yemek ve bahçede yaptığımız yürüyüş esnasındaki paylaşımlarınızda, güncel meselelere dair hassasiyet taşıyan bir vicdana sahip olduğunuzu hissetmiştim.” ifadesini kullandı.
Erdoğan şunları kaydetti:
Bu vicdani hassasiyetin yansımasını, geçtiğimiz günlerde Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin’e yazdığınız mektubunuzda da gördüm. Yazdıklarınızın insanlığın ortak hissiyatına tercüman olduğunu düşünüyor, bu değerli duruşunuzu takdirle karşılıyorum. Sizin de mektubunuzda belirttiğiniz gibi; çocukların sevgi dolu ve güvenli bir ortamda büyüme hakkı evrensel ve tartışılmaz bir haktır. Ve bu hak, hiçbir coğrafyanın, ırkın, etnik kimliğin, dini grubun ya da ideolojinin imtiyazı değildir. Dolayısıyla, bu haktan mahrum bırakılan mazlumların yanında yer almak, en başta insanlık ailesine karşı aka bir sorumluluğu yerine getirmektir. Bu çerçevede, bilhassa bir önder eşi olarak, Ukrayna’daki savaşın yıkıcı etkileri altında yok olan hayatlara, dağılan ailelere ve kimsesiz kalan çocuklara gösterdiğiniz duyarlılık, kalplere ümit aşılayan bir girişimdir.
“Sessiz bir kahkahaya mecbur bırakılan” Ukraynalı çocukların şen gülüşlerinin geri getirilmesi talebiniz fazla anlamlıdır. Savaşta hayatını kaybeden 648 Ukraynalı çocuk için gösterdiğiniz bu önemli hassasiyetinizi daha da güçlü bir şekilde, 2 yıl içerisinde 18 bini çocuk olan 62 bin masum sivilin zalimce katledildiği Gazze için de göstereceğinize inanıyorum.
Zira Gazze, tarihte benzeri görülmemiş bir zalimliğe, çağımızın en keder soykırımına sahne oluyor. BM Çocuk Fonu, 45 dakikada 1 çocuğun öldürüldüğü Gazze’de, yerin üstünü çocuklar için bir “cehenneme”, yerin altınıysa bir “çocuk mezarlığına benzetiyor. Savaşlarda kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan “meçhul asker” kavramını, bir gün çocuklar için de kullanacağımız aklınıza gelir miydi? Bugün ardında kimsesi kalmamış, adı dahi tespit edilemeyen binlerce Gazzeli çocuğun kefenlerine yazılan “meçhul bebek” ibaresi vicdanlarımızda onulmaz yaralar açıyor. Derin bir psikolojik yıkıma sürüklenen, gülmeyi tamamen unutan bu çocuklar, uzatılan mikrofonlara ölmek istediklerini haykırıyor ve masum kalplerinde kafa edemeyecekleri bir savaşın yorgunluğunu taşıyor. Gazze’de tarih, öksüz ve yetim kalmış küçücük çocukların yaşadıkları tarifsiz keder ve korkularla saçlarına aklar düştüğünü yazıyor.
Kahkahaları susturulanlar yalnızca Ukrayna’nın çocukları değildir. Filistin’in çocukları da aynı neşeyi, aynı özgürlüğü, aynı onurlu geleceği adalet etmektedir. Gazze’deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı içeren bir mektubu da, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son radde anlamlı olacaktır. Dünyanın ortak bir uyanışa geçtiği, Filistin’in tanınmasının küresel bir iradeye dönüştüğü bu günlerde, Gazze adına sizden gelecek bir çağrının, Filistin halkına tarihi bir sorumluluğun da ifası olacağı kanaatindeyim.
Filistin’de yaşananlar, bir soykırımın da ötesinde, bir küme insanın çıkarı ve rahatı için kalan herkesin ve her şeyin değersizleştirilebildiği keyfi bir uluslararası sistemin dayatılmasıdır. Dünyanın bazı bölgelerindeki çocukların yaşamını, diğerlerinden daha değersiz gören bu çarpık düzene karşı sesimizi ve gücümüzü birleştirmeliyiz. İtibarsızlaştırılan uluslararası hukuk kurallarını ve ortak insani değerlerimizi savunmak, müşterek ilkelerimiz etrafında kenetlenmek mecburiyetindeyiz. Ancak o zaman bu vahşet karşısında günbegün umutsuzluğa sürüklenen “sonraki nesillerin umutlarını besleyebiliriz”. Ancak o zaman “kahkahaları susturulan çocuklara” yeniden neşe kazandırabilmenin, tüm dünyada sürdürülebilir ve kalıcı bir barışın ihtimalinden söz edebiliriz.
Sizin mektubunuzdaki duyguları, bir anne, bir kadın, bir insan olarak derinden paylaşıyor, aynı umudu Gazze’nin barışa ve huzura susamış çocuklar için de yeşertmenizi diliyorum.
335 kurşunla öldürülen 6 yaşındaki Hind Recep, dedesinin neşeyle gülen gözlerinin içinden operek veda ettiği 3 yaşındaki Rim gibi kaybettiğimiz 18.885 Gazzeli bebek ve çocuk için artık fazla geç. Ama hayatta kalmayı başarmış 1 milyonu aşan Gazzeli çocuk için hala bir şansımız var. Vakti çoktan geldi.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
57 dakika önce