DOLAR 39,0313 0.28%
EURO 44,3532 0.69%
ALTIN 4.221,432,39
BITCOIN 4251468-2.22115%
İstanbul
26°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

DEM Parti PM sonuç bildirgesini açıkladı: 'Eşit yurttaşlık ilkelerine dayalı mutabakata ihtiyaç var'

DEM Parti PM sonuç bildirgesini açıkladı: 'Eşit yurttaşlık ilkelerine dayalı mutabakata ihtiyaç var'

Terör örgütü PKK ile görüşmelerde aracı rolü oynayan DEM Parti'nin düzenlediği Parti Meclisi toplantısından sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, “Demokratik katılım ve toplumsal haklar bağlamında eşit yurttaşlık ilkelerine dayanan bir toplumsal mutabakata ihtiyaç vardır” ifadeleri kullanıldı

ABONE OL
23 Mayıs 2025 17:30
DEM Parti PM sonuç bildirgesini açıkladı: 'Eşit yurttaşlık ilkelerine dayalı mutabakata ihtiyaç var'
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEM Parti Parti Meclisi’nin dün yaptığı toplantıya ilişkin sonuç bildirgesini paylaştı. PM sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:

”DEM Parti Meclisi, 22 Mayıs tarihinde toplanarak son iki aylık gelişmeleri, bilhassa Barış ve Demokratik Toplum Sürecini değerlendirmiştir. Parti Meclisimiz, bu toplantısını, Mayıs ayında kaybettiğimiz İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Başkan Vekilimiz Sırrı Ülker Önder’e, Batman İl Eş başkanımız Mustafa Mesut Tekik’e ve önceki devre PM Üyemiz Faruk Sağlam’a adamıştır. Toplantı sonucunda aşağıdaki değerlendirmelerin kamuoyuyla paylaşılması kararı alınmıştır:

“SÜREÇ YENİ EVREYE TAŞINDI”

Dünya, Orta Doğu ve Türkiye, kapitalist modernitenin yarattığı çoklu krizlerin derinleştiği tarihsel bir dönemden geçmektedir. Orta Doğu’nun yeniden dizayn edilmeye çalışıldığı bu süreçte, bölgesel savaşlar ve çatışmalar artmakta; halklar savaş, şiddet ve sömürü sarmalına sıkıştırılmaktadır. Ukrayna-Rusya savaşıyla kuvvet kazanan, 7 Ekim’de başlayıp Gazze’den Lübnan’a, Suriye’den tüm bölgeye yayılan savaşla beraber tüm bölge devletleri, yeni cenk ittifakları ve yeni işgal politikaları oluşturmaktadır. 

Halkları savaş, şiddet ve sömürü kıskacında tutan bu süreç, aynı zamanda halkların direnişiyle demokratik, toplumcu, sosyalist ve kadın özgürlükçü bir sistemin inşası için tarihsel olanaklar da sunmaktadır. Bu bağlamda, Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ yeni bir dönemin kapılarını aralamış; PKK’nin 12. Kongresinde aldığı çalışmalarını sonlandırma kararıyla bu süreç yeni bir evreye taşınmıştır.

“DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASINA ÖNCÜLÜK EDECEĞİZ”

Devlet ile Sayın Öcalan ve Kürt Hareketi arasında süren diyalog sadece Kürt sorununun çözümüne değil, Türkiye’de demokratik toplumun inşasına da olanak sunmaktadır. Partimiz, İmralı Heyetimiz inisiyatifinde ve tüm örgüt yapısıyla bu sürecin toplumsallaşması ve kalıcı barışa dönüşmesi için sorumluluk almaktadır.

Barış ve demokratik çözüm süreçleri, tarihsel olanaklar kadar ciddi riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle partimiz, sürecin Türkiye halklarının lehine gelişmesi ve sonuçlanabilmesi için mücadeleyi büyütme kararlılığındadır.

Parti Meclisi toplantımızda, DEM Parti’nin ideolojik-politik ve örgütsel-pratik hattının yükseltilerek dönemin ve değişimin ruhuna müsait bir mücadele birlikteliğine sahip çıkılması gerektiği vurgusu yapılmış; sürecin karakterini istediğimiz doğrultuda şekillendirme ve bu süreçten halklarımızın yararına aka kazanımlarla çıkma olanağımızın her zamankinden daha fazla olduğunun altı çizilmiştir.

Buna göre;

Partimiz, özgürlük ve eşitlik mücadelesiyle beraber Türkiye’nin demokratikleşmesinin kurucu öznesi olma sorumluluğunu taşımaktadır. Çatışmaların ve şiddetin sona ermesi sürecinin kalıcı bir barışa evrilmesi Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümü ile mümkündür. Kürt meselesinin çözümünde, toplumsal yapının ve devletin demokratik dönüşümünde iradi bir kuvvet olan partimiz, ortaya çıkan olanakları halklar ve ezilenler lehine değerlendirmeyi temel vazife saymaktadır. Bu sürecin en dinamik bileşenleri gençler, kadınlar ve emekçilerdir.

Yarım asrı bulan cenk politikaları, halkları çözümsüzlük ve yoksulluk sarmalında tutmuştur. Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrı, barışa ve demokratik çözüme dair yeni bir diyalog zeminini olası kılmıştır. Bu süreç, aynı zamanda demokratik mücadele olanaklarını genişletmiştir.

Kürt meselesinin demokratik çözümünün, sulh talebini toplumsallaştırmanın ve demokratik toplumu inşa etmenin olanaklarının güçlü biçimde ortaya çıktığı bu tarihsel aşamada, siyasal ve toplumsal mücadeleler başta olmak üzere, tüm topluma ciddi sorumlulukların düştüğü açıktır. 

“SÜREÇ MÜZAKERELERLE ŞEKİLLENECEKTİR”

Barış süreci önemli fırsatlar barındırsa da ciddi riskleri de içermektedir. Sürecin yönü, mücadele ve müzakerelerle şekillenecektir. Bu nedenle ideolojik ve örgütsel mücadeleyi büyütmek ve sürecin Türkiye halkları açısından kazanıma dönüşmesini sağlamak partimizin temel görevidir.

Demokratik dönüşüm ancak 85 milyonun yararını temel meydan çerçevede ve herkesin kendini içinde bulabileceği ortak bir gelecek tasavvuruyla olası olabilir. Bu yol aka emek, özveri ve mücadele gerektirmektedir. Böylesi zorlu bir dönemden geçtiğimizin farkındalığıyla, dönüştürücü ve özgürleştirici esasa odaklanmak başta partimiz olmak üzere tüm emek ve demokrasi güçlerinin öncelikli sorumluluğu olmalıdır. 

“Diyalog sürecinde halklarımız hem özne hem de kazanımların güvencesi olmalıdır”

Sürecin başarısı, halkların içinde bulunduğu aktif ve örgütlü mücadeleyle mümkündür. Diyalog sürecinde halklarımız hem özne hem de kazanımların güvencesi olmalıdır. Barış talebinin toplumsallaşması ve demokratik toplumun inşasında devrimci sosyalist güçlerin sorumluluğu büyüktür. Bu süreçte demokrasi cephesinde ortak mücadeleyi güçlendirmek yaşamsaldır.

“Toplumsal mutabakata ihtiyaç vardır”

Barış ve demokrasinin ayrılmaz birlikteliğiyle barışın inşası, ülkenin her köşesine, siyasi, toplumsal ve iktisadi alanlara olumlu yansıyacak gelişmelerin temel anahtarıdır. Türkiye halklarının barışa ve demokratik dönüşüme dayanan gerçek potansiyelini açığa çıkarmak için demokratik katılım ve toplumsal haklar bağlamında eşit yurttaşlık ilkelerine dayanan bir toplumsal mutabakata ihtiyaç vardır. Türkiye toplumunun çoğulcu, özgürlükçü ve adalet temelli ortak ömür ilkeleri de güvence altına alınmalıdır.

“Sorumluluğu bugün yerine getirmemek süreci devletin insafına bırakmak anlamına gelecektir”

Bizim için barış, tüm vatandaşların eşit toplumsal haklara sahip olduğu, özgürce yaşayabildiği, farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği Demokratik Türkiye demektir. Demokratik Türkiye, ortak kader ve tarihe sahip olduğumuz Orta Doğu halklarına güçlü bir soluk vermek anlamına gelecektir.

Barış mücadelesinin öncü güçlerinden biri partimizdir. Süreci doğru temelde okumak ve açığa çıkan olanakları yerinde ve zamanında kullanmak sürecin seyrini, karakterini ve sonuçlarını belirleyecektir. Söz konusu sorumluluğu yerine getirmek başta partimizin görevidir. Yanı sıra, demokratik, sol ve sosyalist yapıların da söz konusu sorumluluğu mevcuttur. Bu sorumluluğu bugün yerine getirmemek ise süreci devletin insafına bırakmak ve onun istediği gibi şekillendirmesine müsaade etmek anlamına gelecektir. 

“Partimiz iktidarı da muhalefeti de etkileyecek ciddiyette çalışmalıdır”

Türkiye’nin demokratikleşmesi ve sulh sürecinin ilerlemesi açısından yeni dönemin tam da merkezinde olan partimiz, iktidarı da muhalefeti de etkileyecek ve tarihsel eşiği öteye taşıyabilecek ciddiyette çalışmalı ve örgütlenme hamlesini daimi kılmalıdır. Bu temelde zaman, halklarımızın aka özlemi olan barışın ve demokratik toplumun inşasına odaklanma, örgütsel ve ideolojik mücadeleyi büyütme zamanıdır. Zaman, halklarımız ve ezilenler için yedi gün 24 saat umutla ve coşkuyla çalışma zamanıdır. DEM Parti, bu tarihsel rolü yerine getirme sorumluluğuyla hareket edecektir.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP