– Sizce Barrack’ın açıklaması gelecek açısından net bir ABD pozisyonu veriyor mu yoksa günü kurtarmaya mı yönelik?
ABD’nin sahadaki YPG-PKK ile ilişkisi Tom Barrack’ın söylemiyle örtüşmüyor. Hatta çelişki üretiyor. Şimdi bu çelişki kurgulanan bir çelişki mi? Yoksa ABD içerisinde Suriye dosyasının yeniden yazılmasıyla ilgili bir mesaj mı? Yani ABD Suriye dosyasını yeniden mi yazıyor ve kendi içerisinde bir fikir ayrılığı, bir çatışma mı var? Ama bir gerçeklik var. Sahada ABD fiili olarak Suriye’yi bölmüş durumda.
Aslında Tom Barrack’ın burada bir stratejik aldatma olasılığının son radde güçlü bir olasılık olduğunu görmek zorundayız. Tek bayrak, biricik devlet, biricik ordu cümlesi Türkiye’nin Suriye’deki varlığına yönelik kurulmuş bir cümle aynı zamanda.
“Senin buradan çıkman lazım” diyor. Bakın en önemli örneğin bence bu. Biz ne yapıyorduk? Terör koridorunu engellemeye çalışıyorduk değil mi? Yani terörün Akdeniz’e çıkmasını engellemeye çalışıyorduk. Siz oralardan çıkarsanız ne olur? Suriye’yi tamamıyla YPG- PKK terör örgütüne kaptırmış olursunuz.
Eğer Tom Barrack gerçekten iyi niyetliyse yapacağı şey çok basit: ABD, YPG-PKK terör örgütünden desteği kesecek. Diyecek ki “Dağılın marş marş”… Bunu dediği zaman diyeceğiz ki “Gerçekten ABD Suriye’nin parçalanmasını istemiyor”. Aksi takdirde Sayın Büyükelçi’nin kurmuş olduğu cümlelerin hepsi bir aldatma cümlesinden öteye geçmez.
Senem Toluay Ilgaz sordu, Abdullah Ağar yanıtladı.
ENSK’YI PKK’NIN BÜNYESİNE KATMALARI ÇOK TEHLİKELİ!
– “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi” adı altında yayınlanan son bildiride “Merkezi olmayan bir sistem” ve “Tüm bileşenlerin haklarını güvence altına meydan yeni anayasa” istendi. SDG tam olarak ne istiyor?
PKK Suriye’nin yaklaşık 40 bin kilometre karelik alanını ABD’nin desteğiyle ele geçirmesinden beri bir şekilde burada devletleşmeye çalışıyor. Pek çok model var. Konfederatif yapı, federatif yapı, kantonlar, özel bölgeler, yerinden yönetimin güçlendirilmesi, Adem-i merkeziyetçi yapılar.
APO’nun ifadesiyle demokratik konfederalizm peşinde koşuyorlar. Bununla ilgili beklentileri hiç değişmedi. Ama bunun bir yol haritası içerisinde şekillenmesi gerekiyor. Yani son radde dikkatli davranmalılar. Çünkü kurbağaları ürkütmemeleri gerekiyor. Öyle düşünüyorlar.
Ve noksan olan taraflarını da tahkim etme amacı güdüyorlar. Bu tahkimlerden bir tanesi neydi? ENSK’nın (Suriye Kürt Ulusal Konseyi) PKK ile bütünleştirilmesini sağlamaktı. ENSK nedir? Suriye’deki PKK düşmanı Kürtlerdir. Türkiye de desteklemişti biliyorsunuz Cenevre süreçlerinde. Barzani’ye yakındırlar. 5-6 bin kişiden oluşan Roj Peşmergeleri denilen bir silahlı yapıları dahi vardır. Şimdi Amerika ile Fransa bastırdılar ve Roj Peşmergeleri dışarıda kalacak şekilde ENSK’yı PKK’nın bünyesine katmaya başladılar. Bu çok tehlikeli.
Ve asıl en önemlisi bizi de ilgilendiren boyutuyla şöyle bir gerçeklik var: Irak’taki 12- 13 bin PKK’lının Suriye’ye geçtiğine dair son radde önemli bir veri var. Yani PKK önceden işte Arap bileşenleriyle, Senadid güçleriyle (YPG- PYD içindeki Araplar) müteşekkil oluşmuş, şekillenmiş YPG yapılanmasını, silahlı yapılanmasını şu lahza Irak’tan gelen PKK’lılarla tahkim ediyor. Son radde önemli bir gelişmedir. Fırat’ın doğusunda oluşturulmuş ağırlık merkezi üzerinden bütün Suriye’de, Şam’da etkili olmak istiyor.
Ve geçmişte bizim terör koridorunu engellemek adına yaptığımız harekat alanlarının daha altından, bu sefer Şam’ı istismar ederek Şam üzerinde bir tesir oluşturarak ABD, sahilde yaşayan Alevi- Nusayrileri yanına alıp Akdeniz’e çıkmak istiyor. Bakın amel çok tehlikeli bir yere gidiyor.
Abdullah Ağar’a göre, ABD şayet terör örgütüne desteği çekmezse Tomas Barrack’ın kurmuş olduğu cümlelerin hiçbiri aldatmacanın ötesine geçmez.
30 SİLAHLA BİZİ KANDIRMALARINA MÜSAADE Mİ EDECEĞİZ?
– YPG/PYD/SDG, PJAK, KCK, HPG ne oldu/ne olacak?
PKK şu lahza kendisi için tehlikeli olan kısımdan vazgeçiyor. PKK terör örgütü olarak tanımlanan bir yapı, bir isim. Bu isimden vazgeçerek aslında kendi terör yapılanmasını meşrulaştırmaya çalışıyor. Zaten YPG-PYD ayağı en başından “Biz bu işin dışındayız” e dedi. PJAK aynısını söyledi.
YPG-PYD 100 bin en az. Peki diğerleri HPG, PÇDK, Sözde Ölümsüzler Taburu, Sözde TAK, sözde istihbarat yapılanmaları, sözde Ateşin Çocukları, Sincar Yapılanması, YPS, YDG-H, sözde Asayiş. Bunların hepsi de silahlı yapılanma. Bir el arabasına sığan 30 tane silah.
Sayın Cumhurbaşkanı demişti ki “40 bin tır dolusu silah.” Bu daha sonra 100 bini aştı. 30 silahla bizi kandırmalarına müsaade mi edeceğiz? Terör örgütü şu lahza karar alıcılara karşı, halka karşı hem kendi oyununu hem de bir vekil terör örgütü olarak kendisini himaye edenlerin oyununu oynuyor.
Türkiye’nin 911 kilometre sınıra sahip olduğu Suriye’de sular durulmuyor. ABD ve Fransa’nın da temsil edildiği, YPG’nin başını çektiği SDG ile Şam yönetimi arasındaki görüşmelerden sonuç çıkmazken, Suriye sahası gene karıştı. Gözler bir kere daha Suriye’nin güneyindeki Dürzi ağırlıklı Süveyda bölgesine döndü. Nisan ayındaki çatışmaların ardından bu kere de bir Dürzi tüccarın Şam- Süveyda yolunda kaçırıldığı iddiasıyla başlayan çatışmalarda onlarca şahıs hayatını kaybetti. İç çatışmaya İsrail bir kere daha iç oldu.
Burak Tatari bölgeden en sıcak gelişmeleri aktardı.
BİRÇOK LİDERLE GÖRÜŞTÜ
Çatışma tam da Şara yönetiminin hariç desteğini artırmaya başladığı dönemde patlak verdi. ABD, kısa süre önce 54 yıllık Esad dönemini sona erdiren HTŞ’yi terör örgütü listesinden çıkardı. HTŞ lideri Ahmet Şara, geçici devlet başkanı sıfatıyla ABD Başkanı Trump başta olmak üzere birçok Batılı liderle görüştü. Ülkenin yeniden inşası için diplomatik temaslar sıklaşırken, “Yeni Suriye”nin önündeki en önemli iki mani iç karışıklıklar ve hariç müdahale…Şam yönetimiyle YPG / SDG görüşmelerine Türkiye’nin ABD Büyükelçisi ve ABD Trump’ın Suriye özel temsilcisi Tom Barrack ile Fransa’nın Suriye özel temsilcisi Faivre katılırken, taraflar anlaşamadı.
Barrack’ın “SDG, YPG’dir. YPG, PKK’nın bir türevidir” sözleri, Salih Müslim’in tepkisini çekti. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Barrack, Suriye’de ayrı devletler kurulamayacağını söylerken, akıllara kısa süre önce Osmanlı’nın ulus sistemine yönelik övgüleriyle oluşan tezat geldi.
Çatışmalarda onlarca şahıs hayatını kaybetti.
SURİYE’DE İSTİKRAR YİNE TEHLİKEDE
Bakü’de Azerbaycan arabuluculuğunda yeni Şam yönetimi ile İsrail masaya otururken, Suriye’nin güneyindeki Süveyda’da bu kere Arap aşiretlerle Dürziler arasındaki tansiyon birçok can kaybına yol açtı.
Suriye İçişleri Bakanlığı’na göre 30, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıklamasına göre 64’ü Dürzi, 52’si Suriye Savunma Bakanlığı’ndan 116 kişinin hayatını kaybettiği çatışmaya, Şam’la masaya oturan İsrail ordusu da iç oldu. Şam yönetimi bölgeye taraflar kırılgan ateşkeste anlaştı anlaşmasına fakat İsrail Başbakanı Netanyahu ve savunma Bakanı Katz, orduya rejim güçlerini vurma emri verdi. İsrail uçakları Süveyda şehir merkezini vurdu.
Suriye’de istikrar beklentisini tehlikeye sokan bu yeni çatışma, ülkede etnik ve dini gruplarla çözülemeyen sorunların bir anda alaz gibi parlayabildiğini ortaya koyuyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün “katliam” olarak tanımladığı ve yüzlerce Alevi’nin hayatını kaybettiği olayların ardından, Dürzi bölgesi daha önce de nisan ayında karışmıştı.
TEHDİTVARİ BAKIYOR
İsrail Şam yönetimini, başkentin güneyine geçmeyi aklından bile geçirmemesi sözleriyle tehdit ederken, Golan Tepeleri’ndeki işgaline devam ediyor. Esad döneminin askeri cephaneliklerini Suriye genelinde ateşe verirken, başkent Şam’a sadece 20 kilometre tehditvari bir şekilde öteden bakıyor. Kendisini Dürzilerin savunucusu olarak göstermeye çalışıyor. Yeni Şam yönetimi, Suriye’nin tümünde egemenliğini sağlayamazken, aradan geçen sekiz ayda ülkedeki şiddet tekelini eline alamadı. Sürekli tekrarlanan iç çatışmalar ve İsrail’in müdahaleleri, ABD, Batı ülkeleri, Türkiye ve Körfez ülkelerinden destek meydan Şara yönetiminin özgüvenini temelinden sarsıyor.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
19 dakika önceGÜNDEM
49 dakika önce