22 Ekim’de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan yeni süreçte komisyon aşamasına geçildi.
Aylardır AKP’nin terör örgütünün feshi sürecini düzenleyecek müstakil bir yasa hazırladığı; tasarıyla, eve dönüşten toplumsal entegrasyona kadar tüm aşamaların biricik çatı altında toplanacağı iddia ediliyordu.
Bu iddialar AKP ve MHP kanadında yanıtsız kalırken, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum konuya ilişkin bir yazı kaleme aldı.
“YENİ BİR DÜZENLEME YAPILMASI ÇOK DAHA DOĞRU BİR YAKLAŞIMDIR”
“Terörsüz Türkiye’ye Geçiş Sürecinin Hukuku” başlığıyla paylaştığı yazısında, “Hukuksal Düzenleme İhtiyacı!” notuna yer veren Uçum, “TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun geçiş sürecinin hukukuna ilişkin bir perspektif oluşturması gerektiği anlatım ediliyor. Burada kast edilen komisyonun yasa teklif taslağı hazırlaması değil, olası yasa teklifi için temel hukuk politikasını bir raporla ortaya koymasıdır.” dedi.
“Türkiye bu konuda 2014 yılında çıkan 6551 sayılı kanunla bir tecrübeye sahip. Cumhuriyet tarihinde geçiş dönemlerine özgü yapılmış öbür kanunlar da var” hatırlatmasını yapan Uçum yazısında şunları kaydetti:
6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun terör örgütünün fesih ve silah bırakma koşullarını sağlamak içindi. Dolayısıyla yenilense dahi somut ihtiyaca tam uymaz. Bugün örgütün kendini feshettiği ve silahların yakılmasıyla silah bırakma aşamasına geçilen bir hal var. Bu duruma müsait yeni bir düzenleme yapılması çok daha doğru bir yaklaşımdır.
“GEÇİŞ SÜRECİ KANUNU” VURGUSU
Yeni düzenlemenin ilgili kanunlarda değişiklik ve eklemeler yoluyla yapılması ileri sürülebilir. Ancak umumi kanunlar içinde özel düzenlemeler yapmak eşitlik yönü iç hukuki tartışma çıkarır. Bu yüzden mevcut duruma müsait ayrı ve özel bir ‘geçiş süreci kanunu’ çıkarılması en isabetli çözüm olur.
Geçiş Süreci Kanununun Özellikleri!
Terörsüz Türkiye’ye yönelik toplumsal bütünleşme ile maddi ve şekli ceza hukuku politikası geçiş sürecinin özelliklerine göre geliştirilmelidir. Buna göre kanuna ilişkin hukuk politikası unsurları şöyle sıralanabilir:
KANUNUN YAPISINI 6 MADDEDE SIRALADI
Teklik: Tüm ihtiyaçları ilgili umumi kanunlardan ayrı biricik bir özel kanunla karşılamak, ilave norm gerekirse bu kanuna ilave yaparak ilerlemek bir çok açıdan doğru bir hukuk politikasıdır.
Geçicilik: Geçiş sürecinde uygulanan ve sürecin bitmesiyle sona eren geçici bir yasa olmalıdır.
Hususilik: Kanun özel yasa olmalı sadece münfesih terör örgütünün aktif ve destek unsurları olan kişileri kapsamalıdır. Bu husus norm olarak net ve tartışmaya kapalı yazılmalıdır. Anayasal eşitlik ilkesi aynı durumda olanlara aynı kuralları uygulamaktır. Farklı durumda olanlara farklı kurallar uygulanabilir. Bu nedenle münfesih terör örgütünün bu farklı durumunu dikkate meydan özel bir yasa yapılması eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez.
Özgünlük: Kanunun içeriği Türkiye’ye has çatışma çözüm modeli olan Terörsüz Türkiye hedefinin özgünlüğüne dayanmalıdır. Terörün kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız sona erdirilmesi, demokratik alanın genişletilmesi, dar kimlik siyasetlerinin bitmesi, her mecrada ülke ve toplum esaslı siyasetin egemen olması ve demokrasinin güçlendirilmesi bu modelin ana karakteridir. Bu karaktere müsait özgün yönler hukuki yaklaşımın da temelini oluşturur.
Kapsayıcılık: Kanun geçişte ihtiyaç duyulan tüm hususları içermelidir. Bu kapsamda toplumsal ve ekonomik hayata katılım ve entegrasyon hukuku, ceza ve infaz hukuku ile sosyal hukuk öne çıkan ana konular olur.
Mutabıklık: Geçiş sürecinin en önemli gereklerinden birisi de, olabildiğince geniş veya yeterli toplumsal ve siyasal mutabakat sağlamaktır. Mutabakat konusunda komisyon çalışmaları önemli imkanlar sunabilir.
“MUTABAKATLA HAYATA GEÇER”
Genel İlkeler!
Geçiş süreci kanununa ilişkin umumi ilkeler iki başlıkta anlatım edilebilir.
Birincisi kanunun Anayasaya müsait olarak düzenlenmesi gereğidir. Anayasaya aykırılık oluşturacak yaklaşımları zorlamak sonuçsuz kalır ve geçiş sürecine ziyan verir.
İkincisi geçiş süreci kanunu hazırlanırken Devlet, Ülke ve Millet hassasiyetlerine ve kırmızı çizgilere uygunluk temel bir kriter olarak dikkate alınmalıdır.
Sonuç:
Geçiş süreçleri hukukunun temel niteliği, geçişi başarıyla tamamlamak için gereken koşulları düzenlemektir. Geçiş sürecinde umumi talepler ve haklar değil kapsamdaki kişiler için geçişi sağlayacak teknik ve pratik hukuki koşullar esastır. Geçiş süreci bittiğinde bu kişilerin mevcut adalet ve yükümlülük sistemine entegrasyonu gerçekleşir. Devamında milli demokrasiyi güçlendirecek, adalet ve özgürlükleri geliştirecek çalışmalar gündeme gelir ve sağlanacak mutabakatla hayata geçer.”
✔️PAZAR YAZISI
TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİNİN HUKUKU!
Hukuksal Düzenleme İhtiyacı!
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun geçiş sürecinin hukukuna ilişkin bir perspektif oluşturması gerektiği anlatım ediliyor. Burada kast edilen komisyonun yasa teklif…
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) August 24, 2025
News
