Tecnorib ve Pirelli’nin 2005 yılında başlayan iş birliğinden doğan Maxi-Rib tekneler, performans, tasarım ve ayırt edici karakteri bir araya getiriyor; Pirelli’nin sportif karakterini yollardan denizcilik dünyasına aktarıyor.
Başarılı modeller ve 19 ülkedeki Sacs Tecnorib distribütörlerinin geniş ağı sayesinde 20 yılda 1.000‘den fazla PIRELLI markalı tekne üretildi. 30‘u aşkın milletten tekne sahibine teslim edilen bu modeller günümüzde Florida kıyılarında, Avustralya koylarında, İtalya ve Avrupa denizlerinde seyrediyor. Tekne satışlarının son iki mali yıldaki cirosu ise her sene 20 milyon doları aşmış durumda.
Bu önemli yıl dönümü Pirelli Genel Merkezindeki Villa Bicocca degli Arcimboldi’de özel bir etkinlikle kutlandı. Bu kapsamda düzenlenen sergide tasarım, inovasyon ve performans tutkusunun yirmi yıllık yolculuğunun öne çıkan anları vurgulandı.
Pirelli Design ve Varlık Dönüşümü Kıdemli Başkan Yardımcısı Marco Maria Tronchetti Provera, “Sacs Tecnorib ile olan iş birliğimiz, mükemmelliğe ulaşma çabasının değerli bir örneğini temsil ediyor ve nasıl kalıcı olabileceğini gösteriyor. Birlikte çalışarak PIRELLI markasının yenilikçilik, sportiflik ve cazibe gibi değerlerini, sektörün standartlarını yeniden tanımlayan bir dizi tekne ile denizcilik dünyasına aktarmayı başardık. Bu yıl dönümü sadece elde edilen sonuçları değil, aynı zamanda gelecekte büyümeye devam etme arzusu, kararlılık ve hırsla geleceğe bakan bir anlaşmanın gücünü de kutluyor.” dedi.
Tecnorib Kurucusu Gianni De Bonis, “Karmaşık bir projede yirmi yıldır yakın iş birliği yapabilmek bize gurur veriyor. Başından beri PIRELLI markasının niteliklerini yenilikçi ve uluslararası bir yaklaşımla denizcilik dünyasına uyarlayarak yorumlamaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sacs Tecnorib Başkanı ve CEO’su Matteo Magni ise konuşmasında, “Bu yıl dönümü başarılı bir iş birliğinin yenilenmesini temsil ediyor. Aynı zamanda stratejik devamlılık açısından yeni mücadelelerin üstesinden gelmeye, sürdürülebilirlik ve uluslararası kalkınma konularına daha da fazla dikkat göstermeye yönlendiriyor.” dedi.
İlk modellerden sürat teknelerine: Stil kodlarını yeniden tanımlayan ikonik bir seri
PIRELLI P ZERO™ 770 modelinin keskin hatlar, tepkisel bir gövde ve net orantılarla lanse edilmesi denizcilik dünyasında yeni bir stili tanımladı. Ayrıca P ZERO™ lastiğin ilk kez boru tipi lastiklerde görülen sırt deseni, onu takip edecek tüm PIRELLI markalı modelleri tanımlayacak görsel bir kimliğin başlangıcı oldu.
Proje 2007 yılında PIRELLI 1400 ile yeni bir forma evrildi. Bu tekne, offshore yarışlarından ilham alan tasarımıyla Red Dot Tasarım Ödüllerinde “Best of the Best” ödülünü kazandı.
2012 yılında doğan PIRELLI 1000 Cabin, serinin tarihindeki en çok satan kabinli tekne haline geldi. Şık tasarımla konforu buluşturan 1100 Cabin modeli hem kullanıma hem tekne deneyimine farklı bir perspektif getiriyor.
Serinin amiral gemisi niteliğindeki PIRELLI 1900, koleksiyonun en etkileyici modeli olarak 2017 Cannes Boat Show sırasında tanıtıldı. Offshore tarzı performansı, geniş kapalı alanları, heykelimsi hatları ve iddialı görünümüyle yeni bir maxi-rib tekne doğdu.
2019 yılında kimliği güçlendirilen seri; kompakt, sade ve anında ayırt edilen jet tender (yat botları) modelleriyle genişletildi.
Uzun yılların deneyimiyle güçlenen iş birliği kapsamında bir “walkaround” modeli geliştirildi. 2020 yılında tanıtılan PIRELLI 42, bağlantılı alanları ve eşsiz bir deneyimi benzersiz ve sportif bir karakterle birleştirmesiyle öne çıktı. Bu tekne, günümüzde PIRELLI 30, 35 ve markanın gerçek amiral gemisi olan PIRELLI 50‘yi de içeren PIRELLI SPEEDBOATS serisinin ilk modeli oldu.
Ana ürün yelpazesinin yanı sıra PIRELLI TENDERS serisi de tekne sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilen tasarımları ve çok yönlü, geniş seçkisiyle kendine ayrı bir yer edindi.
Kriton Curi Çevre Vakfı, Türkiye’nin iklim politikalarını ele alan önemli bir panele ev sahipliği yapıyor. 18 Haziran Çarşamba İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşecek “İklim Yasası ve Olası Sonuçları” başlıklı etkinlikte akademi, ekonomi ve medya dünyasından isimler bir araya gelecek.
Kriton Curi Çevre Vakfı‘nın düzenlediği “İklim Yasası ve Olası Sonuçları” paneli, 18 Haziran Çarşamba günü İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetimi Enstitüsü’nün Ayazağa’daki Remzi Ülker Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek.
Türkiye’de çevre bilimini disiplinler üstü bir yaklaşımla ele alan ilk akademisyenlerden Prof. Dr. Kriton Curi’nin anısına düzenlenen panele, Prof. Dr. Barış Önol, Prof. Dr. Fikret Adaman, Ömer Madra ve Erdal Çalıkoğlu konuşmacı olarak katılacak. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Nilsun İnce’nin üstleneceği panele katılmak isteyenler, [email protected] adresine e-posta göndererek kayıt yaptırabilecek.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, Döşemealtı ilçesinin içme suyu altyapısını güçlendirmek amacıyla iki büyük projeyi hayata geçiriyor. Yaklaşık 335 milyon TL’lik bu yatırımlar, ilçenin su ihtiyacına kalıcı çözümler sunmayı hedefliyor.
ASAT Genel Müdürlüğü, Döşemealtı’nın 32 mahallesinde içme suyu altyapısını güçlendirmek amacıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. İçme suyu altyapısı olmayan bölgeler ile altyapısı ekonomik ömrünü tamamlayan alanlarda kapsamlı yenileme çalışmaları yapılıyor. ASAT bu çalışmalarıyla vatandaşlara kesintisiz ve sağlıklı içme suyu ulaştırmayı hedefliyor.
166 BİN 500 METRELİK DEV HAT
ASAT, Döşemealtı İlçesi Muhtelif Mahalle İçmesuyu Yapım İşi kapsamında, içme suyu altyapısı olmayan veya mevcut altyapısı ekonomik ömrünü tamamlamış bölgelerde toplam 126 bin 163 metre içme suyu hattı imalatı gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, çeşitli çaplarda toplam 166 bin 500 metre ana hat ve abone şube yolu yapımı ile parke işçiliği tamiratını kapsıyor. Projenin güncel maliyeti 180.182.585,40 TLolarak belirlendi.
56 BİN METRE HAT VE 2 YENİ DEPO
ASAT’ın bir diğer büyük projesi olan 14 Mahalle İçmesuyu İsale Hatları Yapım İşi, Döşemealtı ilçesinin Kovanlık, Bıyıklı, Kömürcüler, Selimiye, Aşağıoba, Karadaş, Ilıcaköy, Dereli, Kevşirler, Camili, Ekşili, Karaveliler ve Killik mahallelerini kapsıyor. Projede toplam 56 bin metre yeni isale ve şebeke hattı imalatı planlanıyor. Şu ana kadar 2.300 metre içme suyu hattı imalatı tamamlayan ASAT, ayrıca Kovanlık Kaptaj ve Karaveliler’de 2 adet içme suyu deposunun inşaatına da devam ediyor. Projenin güncel maliyeti ise 154.010.016,82 TL olarak belirlendi.
MODERN SU ALT YAPISI
Bu projelerle birlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi, Döşemealtı ilçesinin içme suyu altyapısını modernize ederek, vatandaşlara kesintisiz ve sağlıklı içme suyu temin etmeyi amaçlıyor. Ayrıca, su kayıplarını en aza indirmek ve arızalara hızlı müdahale sağlamak için teknolojik altyapı çalışmaları da sürdürülmektedir. Bu kapsamlı yatırımlar, Antalya’nın sürdürülebilir su yönetimi hedeflerine ulaşmasında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Birleşmiş Milletler 3. Okyanus Konferansı (UNOC3) kapsamında Fransa’nın Nice kentinde düzenlenen “Okyanusların Korunması için Ortaklıklar” oturumu kamu, özel sektör ve sivil toplumu bir araya getirdi. Etkinlikte, Türkiye’den UN Global Compact’ı temsilen yer alan tek şirket olan Anadolu Efes, deniz ekosistemini korumaya yönelik çalışmalarını uluslararası arenaya taşıdı. Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim, İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Direktörü Selda Susal Saatçi, şirketin 2022 yılında Marmara Denizi’nde başlattığı ‘Denize +1 Nefes’ projesiyle biyoçeşitliliğe katkı sunan çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.
120’den fazla ülkenin devlet başkanı veya üst düzey temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen BM Okyanus Konferansı, bu yıl 3. kez düzenlendi. Kosta Rika ve Fransa’nın eş başkanlığında Fransa’nın Nice kentinde düzenlenen konferans, sivil toplumdan bilim dünyasına uzanan geniş bir katılımla gerçekleşti. Etkinlikte okyanuslar için ciddi tehdit oluşturan plastik kirliliği, iklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı avlanma, yasa dışı balıkçılık gibi konularda sürdürülebilir mücadele yöntemleri ele alındı.
2011 yılından bu yana UN Global Compact imzacısı olan Anadolu Efes, sürdürülebilir kalkınma alanındaki faaliyetlerini sürdürüyor. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler 3. Okyanus Konferansı çerçevesinde düzenlenen “Okyanusların Korunması için Ortaklıklar: Akdeniz’in korunması için tüm aktörlerin harekete geçirilmesi” başlıklı özel oturuma, UN Global Compact Türkiye’yi temsilen katılan tek şirket olarak yer aldı. Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim, İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Direktörü Selda Susal Saatçi, şirketin Marmara Denizi’nde yürüttüğü “Denize +1 Nefes” projesini uluslararası katılımcılarla paylaştı.
Marmara Denizi’nde mercan türlerinin korunmasına ve deniz biyoçeşitliliğinin desteklenmesine yönelik önemli katkılar sunulan projeyi uluslararası arenada tanıtan Selda Susal Saatçi, konuşmasında “Deniz ekosistemlerinin korunması, çevresel sürdürülebilirliğin yanı sıra toplumsal sorumluluğumuzun da bir parçası. Bu anlayışla, 2022 yılında Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile yola çıkarak ‘Denize +1 Nefes’ projemizi hayata geçirdik. Proje ile ‘Denizlerin yağmur ormanları’ olarak nitelendirilen ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan mercanların çoğaltılması, korunması ve Marmara Denizi’ndeki su altı yaşamıyla birlikte biyoçeşitliliğin zenginleştirilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Marmara Denizi; Karadeniz, Ege ve Akdeniz arasında biyolojik bir koridor olması sebebiyle hayati bir öneme sahip.” dedi.
Panelde, okyanus sağlığının kritik bir eşiğe ulaştığı bu dönemde, dönüşüm yaratan ortaklıkların ve yerel odaklı çözümlerin önemi de vurgulandı. UN Global Compact’ın; Ocean Centres ve Ocean Investment Protocol gibi girişimlerle yenilikçi finansman modelleri ve veri paylaşımına dayalı ortaklıklara öncülük ettiği etkinlikte, sürdürülebilir okyanus ekonomisinin mümkün olduğuna dair güçlü mesajlar verildi.
İklim değişikliğiyle mücadelede yerel yönetimlerin rolünü güçlendirmeyi amaçlayan “EU4 Enerji Dönüşümü: Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Belediye Başkanları Sözleşmesi” projesi kapsamında düzenlenen Türkiye Final Konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Konferansa Bağcılar Belediyesi yetkileri yanı sıra Litvanya, Letonya ile Türkiye’den birçok uzman ve proje ortağı katıldı.
13 Haziran’da Marmara Taksim Otel’de “EU4 Enerji Dönüşümü: Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Belediye Başkanları Sözleşmesi” Türkiye Final Konferansı düzenlendi. Programa yerel yönetim temsilcileri, kamu kurumları, uluslararası uzmanlar ve proje ortakları katıldı. İklim değişikliğiyle mücadelede atılan adımlar, enerji dönüşümünün desteklenmesi ve Belediye Başkanları Sözleşmesi’nin (CoM) bölgedeki farkındalığı üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. Ayrıca yerel etkinin görünürlüğü ve sürdürülebilirliği gibi başlıklar ele alındı.
İklim ve enerji politikalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz
İklim değişikliğinde yerel yönetimler arasında öncü bir rol oynadıklarını söyleyen Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız, “Paydaşı olduğumuz EU4 Enerji Dönüşümü: Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Belediye Başkanları Sözleşmesi”nin hem ilçemiz hem de ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Belediye olarak 2017 yılından beri iklim ve enerji politikalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.
News
