AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Genel Merkezi önünde, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Toplantıda, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Büyükgümüş’ün örgüt çalışmalarına ilişkin bilgi verdiğini, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sunum yaptığını aktaran Çelik, AKP TBMM Grubu’nun yaptığı çalışmalara ilişkin ise değerlendirmelerin yapıldığını söyledi.
Ömer Çelik, İsrail’in İran’a saldırısını, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü saldırı ile Rusya-Ukrayna çatışmasını MKYK’de her zaman kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını, Dışişleri Bakanlığının sunumunun da bu çerçevede olduğunu belirtti.
İsrail’in İran’a yaptığı hukuksuz, vahşi saldırıda, sivil altyapının yok edilmesi ve insanların üzerine bomba yağdırılmasının söz konusu olduğuna dikkati çeken Çelik, “Bunun yanı dizi daha vahim olabilecek, hepimizin aka bir sıkıntı olarak gördüğü nükleer tehlikenin ortaya çıkması gibi bir gündemi hep beraber takip ediyoruz. Nükleer tesislerin üzerine bomba yağdırılıyor. Atom Enerjisi Kurumu, ‘Natanz’da bir sızıntı var’ demişti fakat bu tehlike her lahza tüm bölgeyi daha aka sıkıntılarla karşı karşıya bırakacak sonuçlar doğurabilir. Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmada bölgedeki nükleer santrallerle ilgili yapılan uyarıların fazla daha büyük, vahim bir tablo olmasına rağmen İran’daki nükleer tesislerle ilgili dile getirilmemesi son radde ibret vericidir. İsrail’in İran’a saldırısı ile Birleşmiş Milletler şartı iç olmak üzere hepsinin ihlal edildiği bir tablo ortaya çıkmıştır. Uluslararası kurumların işlevselliği açısından da uluslararası hukukun geçerliliği açısından vahim bir manzaradır.” dedi.
Parti Sözcüsü Çelik, nükleer silahlarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce AKP’nin prensibini net bir şekilde ortaya koyduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bölgede hiç kimsenin nükleer silah sahibi olmasını istemiyoruz” dediğini anımsatan Çelik, sözlerini “Bölgedeki ülkelerin nükleer çalışmalarını tehdit olarak görenler, İsrail’in nükleer silah sahibi olmasını gayet tabii karşılamamızı istiyorlardı. Cumhurbaşkanımız, siyasi hayatının her safhasında buna itiraz etmiştir. Cumhurbaşkanımız, bu çatışmalar, soykırım başlamamışken New York’ta BM Genel Kurulu marjında liderlerle görüşme yapıyordu, Cumhurbaşkanımız o zaman Netanyahu’nun görüşme talebini kabul etmişti. Orada kendisine ‘Siz başkalarının nükleer silah çalışmasını eleştiriyorsunuz fakat kendiniz nükleer silah sahibisiniz’ dedi.” diyerek sürdürdü.
Çelik, hem milli hem de uluslararası basının gündeminde Hürmüz Boğazı’nın İran tarafından kapatılıp kapatılmayacağının yer aldığını hatırlatarak, boğazın kapatılmasının petrol fiyatlarından tedarik zincirlerine kadar birçok olumsuz etkisi olacağına işaret etti.
“Nükleer tehlike Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasından daha aka bir tehlikeyken konuşulmuyor, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması konuşuluyor.” diyen Çelik, “Saldırgan yan İsrail olduğu halde bu saldırganlık üzerine fazla cılız cümleler kuranlar, İran’ın yanıt vermemesi gerektiğini ya da İran’ın cevabının fazla vahim sonuçlar doğurabileceğini anlatım ediyorlar. Halbuki bunu başlatan İsrail’dir. Bu iki noktanın dikkatle gözden kaçırılması aslında saldırgan tarafın korunmasından, teşvik edilmesinden öbür bir anlama gelmiyor. Nükleer tesisleri bahane ederek, İsrail’in İran’a saldırmasının herhangi bir meşruiyeti yok. Tamamen gayrimeşru bir saldırı bu. İran’a yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz. İran’ın güvenliğini, milli egemenliğini, toprak bütünlüğünü sonuna kadar destekliyoruz. BM üyesi bir ülkenin kuralsız ve kanunsuz bir şekilde saldırıya uğraması hiçbir şekilde kabul edilemez.” dedi.
Çelik, İsrail ve ABD’nin İran’a saldırısının ardından konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a arz edildiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla silahlı kuvvetler ve öbür birimlerin ülkenin güvenliği açısından her türlü tedbiri aldı.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
3 dakika önceGÜNDEM
33 dakika önce