DOLAR 42,4962 0.07%
EURO 49,6539 0.13%
ALTIN 5.706,02-0,59
BITCOIN 3961482-0.55094%
İstanbul
12°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Bahçeli'nin hedefinde bu kez ABD Büyükelçisi var

Bahçeli'nin hedefinde bu kez ABD Büyükelçisi var

MHP lideri Devlet Bahçeli, Türkgün'e verdiği mülakatta Papa'nın Türkiye ziyaretine sert tepki gösterdi. Bahçeli ayrıca, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın 2026 yılında Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılacağını yönündeki söylemlerini çok sert sözlerle eleştirdi.

ABONE OL
4 Aralık 2025 07:30
Bahçeli'nin hedefinde bu kez ABD Büyükelçisi var
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MHP lideri Devlet Bahçeli, MHP’ye yakın Türkgün gazetesine mülakat verdi.

TBMM’de kurulan süreç komisyonunun sıradaki hedefinin geçiş sürecini ilgilendiren raporun yazımı olduğunu söyledi.

Papa’nın Türkiye ziyaretinde şova dayalı dini ve tarihi ritüellerin Türk milletini rahatsız ettiğini belirten Bahçeli, “Gizil propagandaya ve kapalı mesajlara itirazımız var. 1700 yıl önce toplanan bir konsilin İznik’ten yine canlandırılma hevesine seyirci ve suskun kalamayız. Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın alemi yok” dedi.

Bahçeli ayrıca Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi olarak vazife yapan Tom Barrack’ı misli sözlerle eleştirdi. 

Bahçeli’nin Türkgün’e verdiği mülakatın ilgili kısmı şöyle:

Siz Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili gelişmelerden memnun musunuz?

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE 2026 YILINDAN İTİBAREN VARLIK BULMALIDIR”

“Mesele şahsımın memnuniyetinden daha fazla makul ve sonuç odaklı çalışmaların süreklilik içinde icrasıdır.

TBMM’de tesis edilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 18’inci toplantısını yapmıştır.

Dinleme ve istişare aşaması geride kalmıştır. Komisyonun üç değerli milletvekili İmralı’da PKK’nın kurucu önderiyle görüşmüştür.

Şimdi sırayı geçiş sürecini ilgilendiren Komisyon raporunun yazımı almıştır.

Bundan mütevellit, yasal düzenlemelerin ikmali için TBMM’de ortak bir iradenin tecelli edeceğine inanıyorum. Sürecin siyasi, demokratik ve hukuki boyutunun süratle yapılabilmesi için bugüne kadar sergilenen özverinin aynısıyla devamını temenni ediyorum.

Silaha ve şiddete dayalı sistematik terör döneminin kapanması için milli irade kıyamdadır, hiç olmadığı kadar yapıcı ve destekleyici bir kıvamdadır.

Geniş ve gerçekçi bir mutabakat ortamı vardır.

“Terörsüz Türkiye” hedefi dahilinde görüşü ve düşüncesi olan herkes neredeyse dinlenmiştir.

Demokratik mekanizma tam ve eksiksiz çalışmıştır.

Tayin ve tespit edilecek yol haritasıyla 2026 yılından itibaren Terörsüz Türkiye vasat ve varlık bulmalıdır.

Zaman kalmamıştır. Son düzlüğe geçilmiştir. Milletimiz heyecanla barışı kucaklayacaktır. Toplumsal huzur egemen olacaktır.

Bundan ötürü da müsterihim. Komisyona üye veren her partinin sorumluluk ahlakıyla hareket ettiğini değerlendiriyor, hepsine teşekkür ediyorum.”

PAPA ZİYARETİNE SERT TEPKİ

Papa 27-30 Kasım tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaret etti. Bu ziyaretin lehinde ve aleyhinde pek fazla şey söylendi. Milliyetçi Hareket Partisi’nden bir izah geldi. Sizin de düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

“Öncelikle şunu anlatım edeyim, Milliyetçi Hareket Partisi adına görüş paylaşan Genel Başkan Yardımcımız Sayın Edip Semih Yalçın’ın açıklaması bizim resmi açıklamamızdır, nitekim desteğim tamdır.

Papa 14.Leo, Vatikan Devlet Başkanı ve Katolik dünyasının ruhani lideridir. Ülkemize ziyareti Sayın Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine gerçekleşmiştir.

Bizim bu ziyarete diyeceğimiz bir şey yoktur.

Yapılan görüşmelerde Türkiye-Vatikan diyaloglarıyla, Filistin başta olmak üzere güncel mahiyetli bölgesel ve küresel gelişmeler ele alınmıştır.

Papa’nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, “Türkiye’nin tarihsel ve coğrafi konumunun barışın tesisinde merkezi rol oynadığını” söylemesi oldukça anlamlıdır.

Bizim eleştiri noktamız Papa’nın Vatikan Devlet Başkanı olarak yaptığı temaslar değil, Katolik dünyasının ruhani lideri olarak gerçekleştirdiği, hattızatında şova dayalı dini ve tarihi ritüellerle milletimizi rahatsız etmesidir.

İznik Neofitos Bazilikası’ndan tutun da, İstanbul Maçka’da kurulu bulunan Wolkswagen Arena’daki ayinlere varıncaya kadar sahnelenen gizil propagandaya ve kapalı devre işlenen mesajların muhtevasına esastan ve usulden itirazımız vardır.

1700 yıl önce toplanan bir konsilin, bu topraklardaki ilk başkentimiz olan İznik’ten yine canlandırılma hevesine, İznik yerine Nicaea’yı ikame etme sinsiliğine seyirci ve suskun kalamayız.

İslam aleminin arasına nifak tohumları saçanların, Müslümanı Müslümana kırdıranların, Hıristiyanlığı birleştirme ve bu dini bilhassa Asya merkezli yayma çabalarına İznik’in alet edilmesi, burayı sıçrama alanı olarak görmeleri inanç ve itikat onurumuzun hiçe sayılmasıdır.

Biz aka bir devlet, muazzez ve muhterem bir milletiz.

Basit korkulara takılıp kalmayız. Hadiselere kompleksli bakmayız.

Ancak asırlar boyunca yazılan senaryoları, oynanan oyunları da görmezden gelemeyiz.

İznik’in kurtuluş yıldönümü olan 28 Kasım 1922’nin 103’üncü yıldönümünde, Haçlı seferlerinin başladığı 27 kasım 1095’in 930’ıncı yıldönümünde, 1700 yıllık bir hesabın kararmış sayfalarını yine açmanın, akılları karıştırmanın, bulanık suda balık avlamanın, Allah indinde son din olan İslam’ın üzerinde siyah bulutlar dolaştırmanın ne sonu ne de sonucu olacaktır.

Herkesin din ve vicdan hürriyetine saygımız vardır.

Hiç kimseyi dininden ve inancından ötürü hor ve hakir görmediğimiz açıktır.

Fakat Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın da bir alemi yoktur.

Ben de olan biteni gördükten sonra ATV’de yayımlanan Kuruluş Orhan dizisinin senarist ve yapımcısı Sayın Mehmet Bozdağ’ı arayarak, gösterimdeki bu dizinin Türk tarihi ve Anadolu coğrafyası açısından öğretici, uyarıcı ve uyandırıcı bir işlevi olduğunu söyledim.

Bu ve buna benzer dizilerin çoğalmasını ve milletimiz tarafından da merak ve ilgiyle izlenmesini diledim.

Tarihimizi unutursak, geleceğimiz uçurumdadır.

Bizi biz yapan, bizi köklerimize, kimliğimize, inancımıza bağlayan hasılı tıpkı bir meşale gibi yanan milli ve manevi değerlerimizin tahribine göz yumarsak bu coğrafyadaki ömür ve varlık haklarımıza kast edilmesi mukadderdir.

Hangi ad, erek ve unvanla olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde farklı egemenlik alanlarının doğuş ve doğruluşuna müsamaha gösteremeyiz.

M.S.325 İznik Konsili, Hıristiyanlığın devletleşmesinde kavşak noktadır.

1700 yıl sonra yapılan ikinci konsil ise sembolik dini bir merasimden daha fazla nevzuhur bir hakimiyet üretme ve sürdürme fırsatçılığıdır.

BAHÇELİ’DEN TOM BARRACK’A: PERVASIZ, KÜSTAH, TAHAKKÜMCÜ, DAYATMACI TEŞEBBÜS

ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin de 2026 yılında Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılacağını söylemesi yetki aşımı, sorumsuz bir taşkınlık değilse nedir? Mezkur kararı bu sefir mi verecek, yoksa Türkiye Cumhuriyeti mi?

Tahakkümcü, mütecaviz ve dayatmacı teşebbüs, teklif ve değerlendirmelerin istiklal ve gelecek şerefimizi dikkate almadığı, pervasız ve küstahlıkta hudut tanımadığı ortadadır.

Bizim meselemiz Papa’nın ziyareti veya diplomatik girişimleri değildir.

Meselemiz Konsil hafızasının ve karanlıkta kalmış hatıralarının yine diriltme faaliyetleridir.”


HIZLI YORUM YAP