Anadolu Şehit Aileleri, Gazileri ve Güvenlik Korucuları Vakfı Genel Başkanı Ziya Sözen şu ifadeleri kullandı;
Bizler, bu Vatan toprağına en değerli varlığını, canını emanet etmiş Şehit Aileleri ve o mübarek uğurda uzuvlarını feda etmiş Gaziler olarak huzurlarınızdayız.
Şüphesiz ki, her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi, bizler de kalıcı bir sulh ve kardeşlik ikliminin ülkemizde egemen olmasını en çok arzulayanlarız. Zira terörün yaktığı ateşin acısı, bizlerin ocağına düşmüştür. Bu acıyı, herkesten çok biz dindirmek isteriz.
“YÜREĞİMİZDEKİ YARAYI DERİNLEŞTİRDİ”
Bu sürecin başlangıcında, Devletimizin en yetkili ağızlarından yükselen o gür ses, bizlere teminat olmuştu: “Bu süreç bir al-ver süreci değildir. Hiçbir pazarlık söz konusu değildir. Şehit ailelerini üzecek, incitecek hiçbir fiil ve söylemin içinde olmayız.” Bu onurlu söze güvendik, sabrettik ve en ağır taşları bağrımıza bastık. “Kazanan Devletimiz, Milletimiz olacaksa, biz kendi kayıplarımızı unutup, sessiz kalmaya hazırız,” dedik.
Ancak süreç ilerledikçe, verilen o kutlu sözlerin gölgesine düşen gelişmeler, yüreğimizdeki yarayı derinleştirdi. Kandil’de sergilenen o göstermelik tiyatro haricinde, terör örgütü ne silah bıraktı ne de tehdit dilinden vazgeçti. Sınırlarımızın ötesindeki uzantıları olan PYD/YPG’li teröristler, sürece uymayacaklarını ve silah bırakmayacaklarını arsızca ilan ettiler.
Bu sürecin parçası olan siyasi uzantılar ise, küstahlıklarını zirveye taşıyarak, “şartlarımız var, gerçekleşmezse hiçbir terörist silah bırakmayacak” cüretkârlığıyla, Devletimizin güvenlik güçlerini tehdit etme pervasızlığını gösterdiler. Kandil’deki sözde önder kadrosu defalarca, pervasızca, alenen Devletimizi tehdit eden açıklamalar yapma haddini gösterdi.
Ve nihayet, son günlerde yaşanan, kabulü mümkün olmayan tutum ve söylemler, bizlerin acısını katbekat artırmıştır. Yıllarca “Bebek Katili,” “İmralı Canisi” denen bir şahsa yönelik sergilenen övgü ve ziyaret ısrarları, bizleri derinden yaralamış, incitmiş ve aziz hatıralarımıza karşı yapılmış bir saygısızlık niteliği taşımıştır.
VEKİLLERE ÇAĞRI
Tarihi Oylama ve Beka Sorumluluğu ; Cuma günü gerçekleştireceğiniz oylama, kolay bir ziyaret kararının çok ötesindedir. Bu karar; Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini belirleyecek bir BEKA OYLAMASIDIR.
Vereceğiniz her oy, ya; On binlerce Şehidimizin ve Gazimizin Aziz Hatıralarına duyulacak en yüksek saygının nişanesi olacak,
Ya da, bu kutlu hatıralara karşı yapılmış büyük bir haksızlık ve saygısızlık olarak tarihe geçecektir.
Vereceğiniz her oy, biz Şehit Ailelerinin ve Gazilerin yüreğine ya ab serpecek, ya da bizlere sıkılmış birer kurşun hükmünde olacaktır.
Unutmayınız ki, kullanacağınız her oy, çocuklarınıza ve torunlarınıza bırakacağınız birer mirastır.
Bölücübaşı’nı ziyaret yönünde rey kullanır ve Bebek Katilini ziyaret ederseniz; bu durum, evlatlarınıza bırakacağınız bir UTANÇ VESİKASI olarak kalacak ve tarih, sizi bu ağır yük ile anacaktır. Milletimizin size verdiği vekâleti, bu vekâlete ihanet etmeyecek bir onurla taşıyacağınıza olan inancımızı korumak istiyoruz.
Aksi takdirde, yarın seçim bölgelerinizde hiçbir Şehit Ailemizin, hiçbir Gazimizin ve size rey veren aziz milletimizin yüzüne bakamayacağınızı, toplum içine çıkamayacağınızı aklınızdan çıkarmayınız.
Bizim Son Sözümüz ve Ricamız; Bütün bu gerçeklerin ışığında; Terörsüz Türkiye Komisyonu’nda yapılacak oylamada, teröristleri ve onların yandaşlarını sevindirecek, acımızı tazeleyecek herhangi bir karara İMZA ATMAMANIZI bekliyoruz.
Ülkemizin geleceğine ve uğruna canlar feda edilen aziz hatıralara sahip çıkma yönündeki bu tarihi kararınızda, en değerli ve kararlı desteklerinizi beklediğimizi saygı ve hürmetle arz ederiz.
News
