Türkiye’nin Ramsar Sözleşmesi’yle korunan 13 kuş cennetinden biri olan Kars Kuyucuk Gölü, tamamen kurudu. Göçmen kuşların uğrak noktası olan göl, yıllardır süren yanlış ziraat ve ab politikaları nedeniyle artık ömür barındırmıyor.
KUŞ CENNETİYDİ ŞİMDİ İSE SESSİZ BİR ÇORAKLIK
Türkiye’nin kuzeydoğusunda, Kars’ın Arpaçay ilçesinde yer meydan Kuyucuk Gölü, bir zamanlar binlerce göçmen kuşun uğrak noktası, doğaseverlerin gözlem durağı, bölge halkının gurur kaynağıydı. Ancak bugün, o diri ekosistemden geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı. Göl yatağı tamamen kurudu; kamışlıklar sararıp çürüdü, kuş seslerinin yerini sessizlik aldı. Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası koruma statüsüne sahip olan Kuyucuk, Türkiye’deki 13 Ramsar alanından biriydi. Her yıl yüzlerce kuş türünün konakladığı bu ekosistem, hem ilim insanları hem de tabiat turizmi açısından aka öneme sahipti. Ancak yanlış ziraat politikaları, ab kaynaklarının kontrolsüz kullanımı ve tabiat koruma politikalarındaki çöküş, gölü yavaş yavaş ölüme sürükledi.
“DOĞA TURİZMİNİ DEĞİL, AV TURİZMİNİ DESTEKLİYORLAR”
Yaşam hakkı savunucusu İbrahim Kaya, alanda yaptığı gözlemlerin ardından çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kuyucuk Gölü’nün yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de aka bir öneme sahip olduğunu hatırlatan Kaya şu ifadeleri kullandı;
“Kars Kuyucuk kuş cennetindeyim, burası Ramsar sözleşmesiyle korunuyor ülkemizde Ramsar sözleşmesiyle korunan 13 kuş cenneti var. Tabiki hepsinde ayrı ayrı sorunlar mevcut kimisi tabiat tahribatına uğruyor kimisi kuruduğu için göç almıyor. Burası da kurumuş durumda. Uluslararası sözleşmeyle korunan Ramsar sözleşmesi gibi önemli bir yasa altında korunan hatta tabiat turizmine hane sahipliği yapan bu kadar önemli bir alanımızı bile ne yazık ki kaybettik. Bu alanda nesli tükenmekte olan 7 kuş türü barınıyor, 9 nesli tükenmek üzere olan kuş türü yaşıyor. Bu alanda bir tane atıl durumda olan göz gözlem türü kalmış o da atıl durumda. Bu alana özel Kars kertenkelesi gibi sürüngenler ve endemik bitkilere hane sahipliği yapıyor bu alan. Biz doğaya ve hayvanlara düşmanlık yapan Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü yüzünden buraları kaybediyoruz. Hem ziraat politikalarının yanlış olması hem de başıboş Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü doğaya ve hayvana düşman. Doğa turizmini elinin tersiyle itip av turizmiyle dışarıdan gelen insanlara hayvanlarımızı avlatmakla meşguller. Milli Parklar Müdürlüğünün yapısına bakarsak şayet sebep bu durumda olduğumuzu net bir şekilde görebiliriz.”
News
