CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılıyor.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, kongrede şöyle konuştu:
-2019 yılında Belediye Başkanı olduğumuzda herkeste bir tereddüt vardı. Özellikle CHP’ye rey vermeyen ancak seçimlerde bizi destekleyen birçoğu tereddüt içerisindeydi: ‘Acaba Ankara nasıl yönetilecek?’
-Bizler amel başına geldikten sonra Ankara’nın başkent olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk’ün başkenti olduğu bilinciyle amel başına geldikten sonra hiç kimseyi ayırmadan söz verdiğimiz gibi herkesi kucaklayarak çalışmaya başladık. Ortak akılla, dayanışmayla, amel birliğiyle çalışmaya başladık.
-CHP’nin felsefesine müsait bir şekilde daha önceki 25 yıllık belediye geçmişinde yapılmayan ve unutulan halkı, zor durumda olan insanları öne alarak çalışmalarımıza başladık. Aynı zamanda üretimi teşvik ettik. Bu arada fazla engellemelerle de karşılaştık. Ama sonuç itibarıyla üç belediye başkanımızla beraber yaptığımız çalışmalarla sizlerin de gayretiyle beş yılın notunu Ankara halkı verdi. Yüzde 60’ın üzerinde oy, 16 tane belediye kazandık. Şimdiye kadar hiç kazanamadığımız belediyeleri de kazandık.
-Eğer biz üç belediyeyle, sonuç olarak 16 belediyeyle yüzde 60’a ulaşmışsak, şu anda 16 tane belediye başkanımızla beraber el ele verip çalışıp inşallah Ankara’daki rey oranımızı yüzde 80’lere taşımak mecburiyetindeyiz. Olmaz diye bir şey yok. Çünkü insanlarda o tereddüdü ortadan kaldırdıktan sonra, yeni gelen birisinin çalışmasından memnun olursa elbette ki rey veriyor, sebep vermesin.
– Dolayısıyla ben yeni seçilen belediye başkanlarımızın da hepsine güveniyorum. Aynı şekilde rey vermeyenlerin nezdinde de ben biricik sözcük söylemeden, önceliği o ilçeye hizmet olmak kaydıyla çalışarak, herkesi kucaklayarak rey oranlarını da artırmak suretiyle başarıya ulaşacaklarından eminim. Onların başarıya ulaşması demek, CHP’nin de umumi seçimdeki oylarını fazla daha üste taşıyacağına hiç şüphemiz yok
Daha önce yapılan anketlerde CHP’li belediyelerin, Türkiye çapında yapılan anketlerdeki rey oran ortalamasının yüzde 58 olduğunu tüm Türkiye görmüştür. Böyle olunca şu akla geliyor. Eğer bu insanlar ve bilhassa ilk kere rey verdikleri belediyelerdeki başarıyı görünce yeni bir idare şeklini, halkçı, kamucu bir idare şeklini görünce gerçek belediyecilik ve gerçek yönetimin ne olduğunu gördüler. O zaman bir şey yapılması lazım. Bu belediye başkanları ülkede değişikliğe yol açıyor, ülkede iktidar değişikliğine yol açıyor. Bir şey yapılması ve onlara mani olunması lazım. İstanbul’dan başlayan ve birçok belediye başkanımızın tutuklanmasına yol açan operasyonlar başladı.
-Başta ben olmak üzere bizlerin dokunulmazlığı yok. Şikayet ediliriz, mülkiye müfettişi gelir, inceler, hakkımızda ya soruşturma kararı verir ya da soruşturmaya yer olmadığı kararı verir. Geçen seçimden beri 100’ün üzerinde şikayet yapıldı, incelendi ve tamamında soruşturmaya gerek olmadığı kararı verildi.
-Ama o şikayetler savcılığa verilir verilmez, paldır küldür, ben başta olmak üzere tüm yöneticiler gözaltına alınıp operasyon yapılsaydı bugün öbür şeyler konuşuyor olacaktık. Çünkü biz Sayıştay tarafından denetleniriz. Ama şu anda yapılanlar öyle değil. Türkiye çapında savcılığa bir dilekçe verildiği zaman paldır küldür belediye başkanlarımız gözaltına alınıyor ve soruşturuluyor.
Bunlar yapılırken şikayetçiler kim? Şikayetçiler şunlar, sabıkalı, ihale mafyasının başı olarak adlandırılan isimler bugün şikayetçi ve muhbir konumunda. Bunların sözüne nasıl siz itibar ediyorsunuz, hayatı boyunca karakola gitmemiş insanları, o suç örgütlerinin ifadesiyle nasıl tutukluyorsunuz? Bunu sormak bizim hakkımız. Peki bu operasyonlar, bugün kamuoyunda birçok yolsuzluk hikayesi duyuyoruz. Birçok yolsuzluk iddiaları var. Siz daha bunların hiçbirisini kalkıp gözaltına almadınız, ifadelerini almadınız, hiçbirini tutuklamadınız. Örneğin, ABB olarak 97 tane suç duyurusunda bulunduk, bunların 15 tanesinde eski bürokratlardan yargılananlar var. Hiçbirisi hakkında ne adli kontrol uygulandı ne tutuklama uygulandı, yargılamaları serbest bir şekilde devam ediyor ve olması gereken de zaten o.
-Biz resmi olarak bilirkişilere tespit ettirerek yaptığımız şikayetlerden ötürü bunların hiçbirisinin ifadesini dahi almıyorsunuz. Bunun neresi adalet? Adalette çifte standart değil mi? Ankara’da böyle yaparken Türkiye’nin birçok yerinde belediye başkanlarımızı tutuklayıp hapse atıyorsunuz, bu adalet midir? Gökçek ve ailesi yakalanıp anlatım vererek hapse atılıp mahkum edilmedikçe Türkiye’de hiç kimse adaletten bahsedemez.
-İfadeler var. Bürokratlar diyorlar ki, ‘Ben bunu Melih Gökçek’in emriyle, talimatıyla yaptım’. Buna rağmen ifadesi dahi alınmıyor. Ama merak etmeyin onların da yargılanacağı günler mutlaka gelecek. Pişkin pişkin 600 milyon liralık hane yaptırıyor kendisine, evin arsasını ihale verdiklerinden, binasını yapan ihale verdiklerinden pişkin pişkin TBMM’de sorulduğu zaman ‘500 etmez, 400 eder’ diyor. Hayatında bir gün sigortalı çalıştırmamış, bir kuruş vergi vermemiş, bir gün alın teriyle nakit kazanmamış insan, şimdi hafiye olmuş belediye başkanlarımızın arkasından geziyor.
-İşte ben diyorum ki, adaletin olmadığı yerde, bu nedenle Türkiye’nin durumu bu şekilde. Adalet olmadığı için açlık ve fakirlik doruk yapıyor. 50-60 milyon insan bugün Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı içerisinde yaşıyor. Bunun biricik sebebi adaletsizliktir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Adaletin olmadığı yerde zulüm olur. Adaletin olmadığı yerde ekmek olmaz. Bu nedenle insanlarımız gergin, en ufak bir olayda insanlar da hemen patlayıp olaylara karışıyor. Bunun biricik sebebi insanların mesut olmaması. Oysa ki bizler göreve gelirken veya siyasiler göreve gelirken bir biricik amaçları olur.
-Yönettikleri insanlara saadet vermektir, öbür bir gerekçeleri olamaz. Bizler de diyoruz ki, iktidarın değişmesini istemek hakkımız. Bizler daha iyi yöneteceğimize inanıyoruz. İşte belediyelerimizdeki memnuniyet oranı ve farklı yönetimler, yarın iktidar değiştiği zaman da mutlaka aynı şekilde halka olumlu olarak yansıyacak. Bizim iddiamız budur. Bunu istemek de bizim hakkımız ve inşallah bu kadar baskıya rağmen, nasıl Ankara’da o kadar engellemeye rağmen, baskıya rağmen rey oranımız rekora çıkıp belediye sayımız arttıysa yapılacak ilk umumi seçimlerde bu kadar haksızlığa ve adaletsizliğe karşı Türk milleti sandıkta gereken cezayı bugünkü iktidara, bugünkü yönetenlere mutlaka verecektir.
Bizler de öncelikle Ankara’dan sorumluyuz. Ankara’nın sorunları var, onlara odaklıyız, onları çözmeye çalışıyoruz. Bütün belediye başkanları olarak el ele vererek çalışmalarımızı hızlandırıyoruz.”
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
21 dakika önceGÜNDEM
51 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
2 saat önce