Zorunlu eğitim süresinin yeniden düzenlenmesine ilişkin iddiaların gündeme gelmesinin ardından izah yapan Demirkol, son dönemde “2+2 idadi modeli” tartışmalarının yoğunlaştığını hatırlattı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bu konuda yaptığı açıklamaların, bazı çevrelerde eğitim süresinin kısaltılması yönünde beklentiler yarattığını belirten Demirkol, şu soruları yöneltti:
“Zorunlu eğitim süresi kimleri rahatsız etmiştir? Sürenin uzun olduğu iddiası hangi bilimsel verilere dayanmaktadır? Yoksa bazı dini çevrelerin, vakıf ve derneklerin ya da işveren örgütlerinin talepleri doğrultusunda mı bu düzenlemeler gündeme getirilmektedir?”
Demirkol, uluslararası sözleşmelere göre 18 yaş altındaki herkesin çocuk olarak kabul edildiğini vurgulayarak, eğitim politikalarının bu çerçevede şekillendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Atılacak her adım, çocuğun üstün yararı, eğitim hakkı ve pedagojik gelişimi dikkate alınarak planlanmalıdır. Erken yaşta meslek edindirme adı altında çocuk emeği sömürüsüne kapı aralanmamalıdır,” dedi.
Demirkol ayrıca, OECD ülkelerinde mecbur eğitimin en az 11 yıl olduğunu, ortalama eğitim süresinin ise 14 yıl civarında seyrettiğini belirterek, Türkiye’de olası bir kısaltmanın uluslararası denklik açısından da örneğin yaratabileceğini dile getirdi.
Eğitim politikalarının yalnızca bürokratik kararlarla değil, eğitim alanındaki tüm paydaşların katılımıyla belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Demirkol, şu çağrıda bulundu:
“Çocukların geleceğini ilgilendiren düzenlemeler, bilimsel temeller üzerine oturtulmalı; üniversitelerin, eğitim sendikalarının ve meydan uzmanlarının görüşleri mutlaka alınmalıdır. Eğitim Sen olarak uyarıyoruz: pedagojik, bilimsel ve toplumsal temeller göz ardı edilirse, bu düzenlemeler gençlerin geleceğini karartır.”
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
2 dakika önceGÜNDEM
32 dakika önce