Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in (BM) 80’inci Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın kürsüde İsrail’e yönelik konuşma yaparken dikkat çeken bir lahza yaşandı.
Erdoğan’ın mikrofonu “teknik bir arıza” nedeniyle kesildi. Bu nedenle Erdoğan’ın konuşmasının bir bölümünü yayına verilemedi.
Yayın çevirmeninin, “Başkanın sesini kaybettik. Teknik bir arıza, kimse onu duyamıyor” ifadelerini kullandığı duyuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şu şekilde:
“Sayın Devletli Hükümet Başkanları, Sayın Genel Sekreter, Kıymetli Heyet Üyeleri, Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. Öncelikle bu konferansın benzer başkanlıklarını üstlenen Fransa ve Suudi Arabistan’a şükranlarımı sunuyorum. Filistin devletini tanıma kararı meydan ülkeleri tebrik ediyorum. Bu adımın ve izleyen dönemdeki girişimlerin iki devletli çözümün hayata geçirilmesini, hızlandırmasını diliyorum.
Coğrafyamızda yaklaşık iki yıldır İsrail hükümetinin artan saldırıları sebebiyle büyük bir insani felaket yaşanıyor. 65 bini aşkın insanın hayatına mal olan Gazze’deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez, dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz. Netanyahu hükümetinin amacı Filistin devletinin kurulmasını imkansız hale getirmek, Filistin halkını da mümkün olduğunca göçe zorlamaktır.
Bu olumsuz gelişmelerin ortasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin de iç olduğu bir küme ülkenin Filistin devletini tanıma kararı alması son radde önemli, tarihi bir karardır. Filistin devlet başkanı Abbas’ın bugün bizimle beraber olmasını arzu ederdik.
Buna rağmen bugün söz meydan tüm katılımcıların aynı zamanda Filistin halkının da sesi olmasını çok fakat çok değerli buluyorum. Şu da bir gerçek ki bugün Filistin davası artık dünyaya mal olmuştur. Bu salondaki katılım bunun en güzel ispatıdır.
Avrupa’da, Asya’da, Amerika’da ve Afrika’da sokakta, sosyal medyada, basında özgür Filistin nidalarına daha önce hiç duymadığımız kadar tanık oluyoruz. Şu çelişki buradaki dostlarım iç kimsenin dikkatinden kaçmamalıdır. Holocaust zulmüyle kökü kazınmak istenen bir toplumu yöneten Netanyahu hükümeti aynı toprağı, suyu, havayı, denizi paylaştığı binlerce yıllık komşularına soykırım uyguluyor.
Bu zulmün karşısında durmak uluslararası toplumun hukuki bir görevi olduğu kadar vicdani sorumluluğudur. Uluslararası toplum Batı Şeria’daki yayılmacılığı Doğu Kudüs’teki oldu bittileri ve bölgede istikrarsızlığı yayma girişimlerini durdurmak zorundadır. Aksi takdirde ne bir uluslararası düzenden ne de evrensel değerlerin savunulmasından söz edilebilir. Derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefi açıktır.
İki devletli çözüm vizyonunu öldürmek, Filistin devletinin yaşayabileceği zemin bırakmamak, Filistin halkını sürgün etmek ve bölgede yayılmacı emellerini hayata geçirmek buna asla ruhsat verilemez. Bu konferansta Filistin devletini tanıma cesaretini gösteren ülkelerin kararlı, somut ve caydırıcı adımlarla bu tarihi duruşun arkasını doldurmalarını temenni ediyorum. Artık ateşkesin ilanı, Gazze’ye insani yardımların engelsiz şekilde girişinin sağlanması ve İsrail’in Gazze’den güçlerini çekmesi gerekiyor.”
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önce