Emekli aylığıyla geçinmeye çalışan bir vatandaş, ekonomik sıkıntıların geldiği boyutu şu sözlerle anlattı:
“Akşam pazarı olduğu için uygun, akşamı bekliyoruz. Bütçemiz dar. Gelirimiz yok. Benim 65 yaş aylığım var, onunla geçinmeye çalışıyorum. Millet toplama aşamasında… Ben de topluyorum. Paramla alamıyorum dökülenleri. Sağ olsun tanıdıklar verirse yiyorum, yoksa yemiyorum.”
Başka bir vatandaş ise, kaliteli ürünlere erişimin artık bir lüks haline geldiğini belirtti:
“Üçüncü sınıf, ikinci sınıf meyve sebze alıyorum. Birinci kaliteyi zenginler alıyor, biz de kalanını yiyoruz. Şeftali aldım, iki kilo 100 liraydı sabah. Akşam 50 liraya düştü çünkü ikinci sınıf, biraz çürük.”
Tarım işçisi olduğunu söyleyen bir yurttaş ise, geçim sıkıntısı nedeniyle akşam pazarına yöneldiğini dile getirdi:
“Tarlada çalışıyorum, eşim asgari ücretli. İki çocuğumuz var, öğrenci. Maaş yetmiyor. O yüzden akşamüstü pazara geliyoruz. Fiyatlar neredeyse yarı yarıya düşüyor.”
Bir emekli vatandaş da durumu şu sözlerle özetledi:
“Domates sabah 40 liraydı, akşam 20 liraya düştü. Hep akşam pazara geliyorum. Emekliyim, öbür türlü geçinemiyorum.”
Kadirli’deki semt pazarlarında yaşanan bu manzara, Türkiye’nin dört bir yanında derinleşen gelir adaletsizliğini ve yoksulluğun sessiz çığlığını yansıtıyor. Vatandaşlar, bir zamanlar “çürük” diye ayırt edilen ürünleri artık “tek seçenek” olarak görüyor.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
44 dakika önceGÜNDEM
1 saat önce