Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Aysel Önen, yalnızca Suriye’de değil, bölgedeki birçok topluluğa yönelik devam eden şiddet ve soykırıma dikkat çekti. Önen, bilhassa HTŞ’ye bağlı unsurların kadınlara yönelik ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğini belirtti.
Önen, “12 binden fazla Alevi kadın ve kız çocuğu kaçırılarak toplu tecavüze uğradı, köleleştirildi, zorla evlendirildi ya da satıldı. Fidye talepleriyle ailelere şantaj yapıldı. Bu kadınlar birer ganimet gibi pazarlanıyor” dedi. Ayrıca, 8 Aralık 2024’ten bu yana Lazkiye, Tartus, Ceble, Hama ve Humus gibi bölgelerde saldırıların yoğunlaştığını, binlerce kişinin hayatını kaybettiğini anlatım etti.
Basın açıklamasında dikkat çekici bir iddia da yer aldı: HTŞ bağlantılı bazı şebekelerin Türkiye içinde aktif olduğuna dair belgelerin bulunduğu anlatım edildi. Reuters’in 27 Haziran 2025 tarihli haberine atıf yapılarak, İzmir ve Mardin’deki banka hesaplarına fidye ödemelerinin gönderildiği ve Türkiye’de kayıtlı telefonlardan ailelerin arandığı belirtildi.
Kadınlar, bu kapsamda ilgili hesaplar ve numaralar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, ancak yetkililerden henüz bir adım atılmadığını kaydetti. Açıklamada “Bu ülkeyi yönetenler, bu suça ortak mı olacak, yoksa adım mı atacak?” sorusu yöneltildi.
2014’teki IŞİD’in Ezidi kadınlara yönelik soykırımı, Afrin işgali sırasında yaşanan kadın kaçırma vakaları ve bugünkü olayların benzerlik taşıdığına dikkat çeken Önen, “Türkiye geçmişte de bu kadın ticareti ağının bir parçası oldu. Şimdi aynı senaryoyu yeniden izliyoruz. Buna ruhsat vermeyeceğiz” dedi.
Açıklamanın sonunda, bölgedeki tüm halklar ve inanç gruplarından kadınlarla dayanışma mesajı verildi. “Gazzeli, Rojavalı, İranlı, Suriyeli, Alevi, Dürzi, Ermeni, Süryani, Kürt tüm kadınlarla beraber mücadele edeceğiz” diyen kadınlar, “Barış, eşit ve özgür bir yaşamdır” vurgusuyla tüm kadınları dayanışmaya çağırdı.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
50 dakika önceGÜNDEM
1 saat önce