Depremin ardından yaşanan yıkım ve sonrasında çıkan yangın nedeniyle bazı cenazelere dahi ulaşılamayan binada, “bilinçli taksirle birdenbire fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak” suçlamasıyla 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen sekizinci duruşmada, yeni atanan heyet nedeniyle duruşma en baştan başladı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Özkan ve şantiye şefi Mehmet Güçlü SEGBİS ile katılırken, hayatını kaybedenlerin yakınları ve avukatlar salonda amade bulundu.
Sanıklar, daha önceki savunmalarını yine ederek suçsuz olduklarını savundu. Müteahhit Mehmet Özkan, savunmasında, “Depremi Allah yaptı, benim kusurum yok. Yüzlerce bina yaptım, hiçbiri yıkılmadı” dedi. Özkan ayrıca, apartmanda yaşanan yıkımı tabii gaz patlamasına bağladı ve tahliyesini talep etti.
Sanık avukatı ise bilirkişi raporunun müvekkilini akladığını öne sürerek, “Sadece bu bina mı yıkıldı? Kamu binaları bile yıkıldı. Bu kadar aka bir afette sadece müvekkilimin suçlu ilan edilmesi adil değil” ifadelerini kullandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen bir müşteki, ablası ve yeğeninin binada yaşamını yitirdiğini belirterek, “İlk deprem sonrası binanın üstüne çıkanlar oldu. Yangın olsaydı müdahale ederdik. Yangın ikinci depremden sonra çıktı” dedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 12 Aralık 2025 tarihine erteledi.
Duruşma sonrasında adliye önünde izah yapan müşteki avukatı Seher Eriş, yargılamanın sadece bu bina özelinde ele alınamayacağını belirtti:
“Her duruşmada aynı sözleri duyuyoruz: ‘Depremi Allah yaptı, bizim kusurumuz yok’. Ama bu yıkımın ve ölümün sorumluluğu zincir şeklindedir. Sadece müteahhit değil, kontrol firmaları, belediyeler, ruhsat veren kurumlar da iç herkesin kusur durumu incelenmeli ve cezalandırılmalı. Eğer cezai sorumluluklar kararlılıkla takip edilmezse, daha fazla Cemil Çapar Apartmanı görürüz.”
Av. Eriş, kamuoyunu 12 Aralık’taki duruşmaya destek vermeye çağırarak, adil bir yargılama süreci talep etti.
Duruşmaya katılan müştekilerden Yiğit Torun, ana ve babasını kaybettiğini belirterek şu sözlerle adalet talebini dile getirdi:
“Depremi Allah vermiş olabilir fakat Allah bize us ve tedbir alma yetisi de verdi. Neden aynı cadde üzerindeki öbür binalar ayakta kaldı da bizim binamız yerle bir oldu? Bu sadece bir dava değil, bir hesaplaşma. Bizim kayıplarımız geri gelmeyecek fakat öbür insanların canı yanmasın diye bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Torun, davayı “manevi bir sorumluluk” olarak gördüklerini ve sürecin peşini bırakmayacaklarını belirtti.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
29 dakika önceGÜNDEM
58 dakika önce